KOBİ’lerin 2021 ajandası

KOBİ’lerin 2021 ajandası

Ajanda yani gündem belirlerken geleceğe bakmak gerekir ancak bakmak kadar görmek de önem taşır. Görmek ise, algılama yeteneği ile ilgilidir ve deneyim ile beslenir. KOBİ’lerin 2021 ajandasını belirlerken normalleri değiştiren 2020 deneyiminden ders alması bu nedenle büyük önem taşıyor. 2020 bizlere, bütün ayrıntıları ile süreçleri yeniden tasarlamamız gerektiğini gösterdi. Bunun en çarpıcı örneğini e-ticarette gördük.

 

Kapanma nedeniyle dışarıya çıkamayan ya da sınırlı olarak çıkabilen tüketiciler alışveriş için online ortama yönelince e-ticaret tam anlamıyla patlama yaptı ve bütün dünya ile birlikte Türkiye’de de yıllar bazında gerçekleştirdiğinin fevkinde bir büyümeyi aylar içinde sergiledi. E-ticaret patlama yaparken lojistik ve kurye şirketlerinin hazırlıklı olmadıkları bu büyüme karşısında patlaması, teslimat sistemi eksik bir e-ticaret sisteminin sorunlar içinde boğulmasına neden oldu. Hepimiz e-ticaret sisteminin sağlıklı işlemesi için teslimat tarafının da ayakta kalması gerektiğini öğrendik. 2021’de bu alana yapılan yatırım ve alternatif çözümler ile bu sorunu bir daha yaşamamız zor görünüyor. Bununla birlikte bize sürekli dinamik süreçler yaşatan pandemi, uçtan uca işleyen sistemler yaratma yeteneğimizi sınamaya devam edecek.


Bu süreçlerden geçerken stratejik bakışı koruyarak  önünü görmek ise, ulaşılacak noktayı hedefleme ve oraya ulaşma konusuna odaklanması ile asıl önemli noktayı oluşturuyor. Vodafone Business’ın KOBİ stratejisi, bu anlamda ders niteliğinde bir yaklaşım sergiliyor. “KOBİ’lerimize e-ticaret ile mobil ve dijital pazarlama çözümlerimizle de yeni müşterilere erişim, işlerini büyütme ve verimlilik imkanı sunuyoruz” ifadesini barındıran bu strateji, “Farklı sektörlerde faaliyet gösteren şirketlerin ihtiyaçlarını analiz ederek başta bağlantı, veri merkezi ve siber güvenlik gibi çözümlerimizle rekabet avantajı sağlamalarına destek oluyoruz” cümlesi ile tamamlanıyor. Ben bunu şu şekilde biraz bükmek istiyorum: “2021’de e-ticaret ve e-ihracat olanaklarına daha fazla odaklanmak gerekiyor. Bunu yaparken mümkün olduğunca yalın bir işletme olarak kalmalı ve genel giderlerinizi düşük tutarken kârlı işlere odaklanmalısınız.” Buradaki kârlı işlerden kastım, tabii ki vurgunculuk değil ancak kendi koşullarınızda en yüksek katma değeri yaratacağınız ve bunun karşılığını alacağınız işler.


E-ticaret teknolojileri altyapı sağlayıcısı Ticimax’ın, 10 binden fazla e-ticaret sitesinin verisi üzerinden hazırladığı 2020 yılı e-ticaret büyüme oranları raporu üzerinde kısa bir çalışma yapmanın faydalı olacağını düşünüyorum. Ticimax’ın rakamlarla ilgili analizi 2020’nin şampiyonu beyaz eşya ve küçük ev aletleri segmenti olduğu yönünde ve değerlendirmede en az büyüyen kategorilerin kırtasiye ve çiçek kategorileri olduğuna işaret ediliyor.


2020’de beyaz eşya ve küçük ev aletleri segmentinde, satılan ürün adedi bazında yüzde 530, satışlardan elde edilen tutar bazında ise yüzde 1.700 büyüme gerçekleşiyor. Ticimax, 26 sektör için yapılan çalışmayı değerlendirirken “Büyüme oranlarıyla dikkat çeken diğer kategoriler ise ev tekstili, gıda, hediyelik eşya, iç giyim, tesettür giyim, kozmetik, oyuncak, petshop, mobilya, bahçe mobilyası ve internetten satılan sağlık ürünleri oldu” ifadesini kullanıyor. Sonraki rakamları basın açıklamasındaki haliyle aktarıyorum:


“Ev tekstilinde satılan ürün adedi bazında yüzde 610, satışlardan elde edilen tutar bazında ise yüzde 320 oranında büyüme gerçekleşti. Gıda kategorisinde adet bazında yüzde 460, tutar bazında yüzde 530, hediyelik eşya kategorisinde adet bazında yüzde 400, tutar bazında yüzde 390, internetten satılan sağlık ürünlerinde adet bazında yüzde 450, tutar bazında yüzde 355, petshop kategorisinde adet bazında yüzde 380, tutar bazında yüzde 410, oyuncak kategorisinde adet bazında yüzde 400, tutar bazında yüzde 360, kozmetikte adet bazında yüzde 390, tutar bazında yüzde 400, giyim kategorisinde adet bazında yüzde 180, tutar bazında yüzde 200, tesettür giyimde adet bazında yüzde 350, tutar bazında yüzde 370, iç giyimde adet bazında yüzde 290, tutar bazında yüzde 350, cinsel ürünler kategorisinde adet bazında yüzde 230, tutar bazında yüzde 370, mobilya ve bahçe mobilyasında adet bazında yüzde 270, tutar bazında yüzde 400, hırdavatta adet bazında yüzde 300, tutar bazında yüzde 320, bilgisayar kategorisinde adet bazında yüzde 340, tutar bazında yüzde 240, bebek-çocuk kategorisinde adet bazında yüzde 240, tutar bazında yüzde 270, aydınlatma ürünlerinde adet bazında yüzde 370, tutar bazında yüzde 270, mücevheratta adet bazında yüzde 280, tutar bazında yüzde 330, hobi kategorisinde adet bazında yüzde 190, tutar bazında yüzde 200, spor malzemelerinde adet bazında yüzde 180, tutar bazında yüzde 190, ayakkabı kategorisinde adet bazında yüzde 200, tutar bazında yüzde 180, av ve kampçılık malzemeleri kategorisinde adet bazında yüzde 130, tutar bazında yüzde 220, çeyiz kategorisinde adet bazında yüzde 100, tutar bazında yüzde 180, otomotiv yedek parçada adet bazında yüzde 170, tutar bazında yüzde 150, kırtasiyede adet bazında yüzde 100, tutar bazında yüzde 50, çiçek kategorisinde ise adet bazında yüzde 20, tutar bazında da yüzde 40 oranında büyüme gerçekleşti.”


Bu veriyi tablo şekline çevirsem hazmetmesi çok daha kolay olurdu ancak kendi işinize odaklanmanız için bunu sizin yapmanız gerekiyor. Adetsel ve cirosal büyüme oranlarını isterseniz kağıt üzerinde isterseniz elektronik ortamda bir tablo programında listeleyin ve kârlılık hesabı yapın. Benim dikkatimi çeken konu, çiçekteki büyümenin en düşük büyüme olduğu söylenmesine karşın, adetsel artışın iki katı kadar bir ciro artışı gerçekleştiği. Bu oran, en fazla büyüyen beyaz eşya ve küçük ev aletleri segmentinde yaklaşık 3,2 kat. Yüzde 100 büyüyen kırtasiyede ciro büyümesi bunun sadece yarısını yakalayabilmiş. Kişisel bakım ve giyimle ilgili kategorilerde adetler ve ciro neredeyse başabaş büyürken ayakkabıda ciro büyümesi adedin yüzde 10 altında kalmış. Bu rakamlar üzerinden değerlendirme yaparken hızlı büyüyen alanlara herkesin gözünü diktiğini ve rekabetin çok yoğun olduğunu aklınızdan çıkarmayın. Bu sıkışık ve rekabet yoğun alanlar yerine farkınızı gösterebileceğiniz boşluklar bulmanız sizin için daha hayırlı olacaktır. Tabii bu seçimi yaparken işletme maliyetlerinizi ve işinizi doğru ölçeğe taşımak için yapacağınız harcamaları da doğru hesaplamanız gerekiyor. Vodafone Business’ın KOBİ stratejisine ders niteliğinde yorumunu yapmama neden olan ilk cümle bunlara işaret ediyor. İkinci cümle ise, Vodafone’un kendi tarafında yaptığı ve yapacağı işleri sıralıyor.


Sizin de kendi işinizle ilgili olarak izlemeniz gereken yol haritası bu şekilde. Ortamı bu ve benzeri ölçütlerle değerlendirdikten sonra kendi işinizi kurgulamanız gerekiyor. Piyasadaki talep değişkenliğini düşünerek mümkün olduğunca yalın bir organizasyon kurmanız ya da organizasyonunuzu yalınlaştırmanız yararlı olacaktır.


İşin finansal boyutunun yönetilmesinde Vodafone’un Kolay Dönüşüm başlığı altında açıkladığı dönüşüm paketi ilgi çekici olabilir. Vodafone bu olanağı şu şekilde açıklıyor:


“Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından 19 Ekim’de yayımlanan tebliğle de yıllık cirosu 5 milyon lira üzerinde olan tüm şirketlerin e-Fatura, e-Arşiv, e-Defter ve e-İrsaliye uygulamasına geçiş süreci başladı. E-dönüşüm ile birlikte şirketler yalnızca kağıt faturanın oluşturduğu masrafları bertaraf etmekle kalmıyor ki burada kargolama maliyetlerini de hesaba katmak gerek, arşivleme ve gereksiz iş yükü de ortadan kalkmış oluyor. Ayrıca elektronik ortam üzerinde arşivleme sistemi sayesinde geriye dönük faturalara da hızlı erişim sağlamak mümkün oluyor. Şirketlerin keseceği bir e-Fatura’nın maliyeti kuruşlar seviyesine iniyor.Vodafone Kolay Dönüşüm bünyesinde e-Fatura, e-Arşiv Fatura, e-Defter, e-İrsaliye, e-Serbest Meslek Makbuzu ve e-Müstahsil Makbuzu gibi ürünleri bulunuyor. Kolay Dönüşüm; e-Dönüşüm işlemlerinin kayıt altında tutulabildiği ve bildirimlerin çevrimiçi şekilde yapılabildiği bir hizmet. Kolay Dönüşüm hizmeti sayesinde işletmeler, muhasebe, e-Fatura, e-Arşiv, e-Defter, e-İrsaliye gibi ihtiyaçlarını tek bir platformdan yönetebiliyor. Böylece farklı süreçler için birden fazla şirketle çalışmaları, birden çok yazılım kurmalarına da gerek kalmıyor.”


Bu noktaya kadar gelen şirketlerin işlerini nasıl büyütecekleri konusuna gelecek yazılarda değineceğim.

 

 

Kerem Özdemir

23 Nov 2022