Çıkış Yap
Vodafone Yanımda İnternet sayfasından çıkmak üzeresiniz. Oturumunuzu sonlandırmak istediğinize emin misiniz?
SOC, Siber Güvenlik Operasyon Merkezinde işletmenize karşı siber güvenlik olaylarını 7/24 izleyin, atakları tespit edin ve olası tehditlere karşı müdahale edin. İhtiyaç duyduğunuz güvenlik kurallarını oluşturun, güvenlik prosedürlerini sıkılaştırın.
DDOS koruması ile sisteminize belirli kapasite sınırlarının üstünde veriye maruz tutma yoluyla düzenlenen saldırılara karşı ağ düzeyinde koruma sağlayın.
Herkese merhaba, benim adım Gökhan Özertan. Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü'nde öğretim üyesiyim. Sizlerle birlikte dijital tarım üzerine çalışacağız. Eğitimimizin başında dünya genelinde tarım ve gıda sektörlerinde neler olduğuna değineceğiz. Daha sonra teknolojinin tarımda yoğun olarak ihtiyaç duyulduğu, nasıl ve nerede kullanıldığına ve sektördeki farklı paydaşlara, özellikle tüketicilere sağladığı faydalara odaklanacağız. Ardından Türkiye özelinde mevcut durumu, yapılanları, yapılması gerekenleri ve tarım ve gıda sektörlerinin gelecekteki uygulamalarını tartışacağız.
Küresel olarak tarım ve gıda sektörlerindeki gelişmelere baktığımızda, tarım ve gıda değer zincirinin 7.8 trilyon dolarlık bir değere sahip olduğunu ve tarım sektörünün küresel zincirin istihdamın %40'ını karşıladığını görüyoruz. Dünya toplam hasılasının 76 trilyon dolar olduğunu düşündüğümüzde, Türkiye'nin 800 milyar dolarlık bir hasılaya sahip olduğunu ve bu nedenle Türkiye'nin dünya genelindeki tüm sektörler açısından yaklaşık %1 oranında bir paya sahip olduğunu söyleyebiliriz. Tarımda ise durum benzerdir; tanım sektörümüzün büyüklüğüne baktığımızda, yaklaşık %1'lik bir üretim ve tarım ticareti Türkiye üzerinden gerçekleşmektedir. Dünya genelinde tarım faaliyetleri çoğunlukla küçük aile işletmeleri tarafından gerçekleştirilmektedir. Aile işletmeleri, tarımsal alanın %75'ini işlemekte ve üretimin yaklaşık %80'ini sağlamaktadır.
Küresel olarak birçok sorunla karşı karşıyayız. Bu sorunlardan biri de iklim değişikliği, medyada sıkça duyduğumuz bir konudur. Bu durum tarım sektörünü derinden etkileyecek bir gelişmedir. Arz ve talep tarafında çeşitli baskılar olduğunu görüyoruz ve bugün bu konulara daha detaylı bir şekilde gireceğiz. Bunun yanı sıra doğamızı, özellikle toprağımızı, suyumuzu ve havamızı sürdürülebilir bir şekilde kullanmamız gerekmektedir. Sürdürülebilir üretim yapma konusu da gündemde olan bir konudur, çünkü en değerli kaynaklarımızı gelecek nesillere bırakabilmemiz için yeşil büyüme kavramı altında tarımsal üretimi sürdürülebilir bir şekilde gerçekleştirmek önemlidir.
Geçmişte sadece tarımsal üretimden bahsederken artık değer zincirlerinden bahsetmekteyiz. Tarım, birçok farklı sektörü ve aşamayı içeren karmaşık bir yapıya sahiptir. Bu nedenle sadece üretimden bahsetmek yerine değer zincirini de tartışmaktayız. Bu da bizi yeni bir kavram olan büyük ekonomiye götürmektedir. Artık tarımsal ürünler üretirken bir kimya boyutu, enerji boyutu, lojistik boyutu, atık yönetimi boyutu ve finansman boyutu gibi farklı unsurları içermektedir. Dolayısıyla bu karmaşık yapı içerisinde büyük ekonomiden bahsetmekteyiz. Tarım yoğun olarak girdi kullanmakta olduğu için bu girdilerin sürdürülebilir bir şekilde kullanılması da oldukça önemlidir. Kimyasal kullanıldığı zaman, ilaç veya gübre gibi, bu maddelerin bitkinin veya hayvanın ihtiyacı olduğu kadar kullanılması, yemi verilmesi, ilacın veya antibiyotiğin verilmesi gibi kavramlar günümüzde büyük önem taşımaktadır.
Küresel gelişmelere baktığımızda, dünya nüfusunun arttığını görmekteyiz. Şu anda 2020 yılındayız ve önümüzdeki 20-30 yıl içinde 2 milyardan fazla insanın dünya nüfusuna ekleneceği için talep tarafında baskıyla karşı karşıya kalacağız. Diğer yandan kaynaklarımızın kısıtlı olması nedeniyle iklim değişikliği gibi etkenler arz tarafında ciddi değişimlere yol açmaktadır. Ayrıca tüketici profilleri de değişmiştir. Eskiden ne üretirseniz satar düşüncesi yerini tüketicinin ihtiyaçlarına, taleplerine ve önceliklerine bırakmıştır. Örneğin, organik ürünlere, kaliteli ürünlere ve takip edilebilir ürünlere önem vermektedirler. Bu nedenle, eski üret ve sat modelleri geçerliliğini yitirmiştir ve tüketicinin taleplerini bilerek üretim yapmak zorundayız.
Bunun yanı sıra, kırsaldan kente göç gibi bir durumla karşı karşıyayız. İnsanlar artık kırsalda yaşamak istememekte ve büyük şehirlere göç etmektedir. Bu da tarımın emek ihtiyacında zorluk yaşadığımızı göstermektedir. İş gücünü bulmak konusunda zorluklar yaşanmaktadır. Bir diğer sorun ise verimlilik düşüklüğüdür. Türkiye, hacim olarak tarım üretiminde Avrupa'nın en büyük ekonomisi ve dünyanın ilk 10 ekonomisi arasında yer almasına rağmen verimlilik konusunda sorunlar yaşamaktadır.
Tüm bu küresel gelişmeler göz önüne alındığında, tarım ve gıda sektörlerinde çeşitli zorluklarla karşı karşıya olduğumuzu söyleyebiliriz. Dijital tarım, bu zorluklara çözüm olabilecek bir yaklaşım olarak ön plana çıkmaktadır. Teknoloji, tarım sektöründe daha verimli, sürdürülebilir ve izlenebilir üretim yapmamızı sağlayabilir. Tarımda kullanılan sensörler, yapay zeka, büyük veri analitiği gibi teknolojiler, tarımsal üretimi optimize edebilir, kaynakları daha verimli kullanmamıza yardımcı olabilir ve üretim süreçlerini takip etmemizi sağlayabilir. Aynı zamanda dijital tarım, tüketicilere de faydalar sağlayabilir. Ürünlerin izlenebilirliği artırılabilir, kalite ve güvenilirlik sağlanabilir, gıda güvenliği ve sürdürülebilirlik konularında daha iyi bilgilendirme yapılabilir.
Türkiye özelinde ise tarım sektöründe dijital dönüşüm çalışmaları hızla ilerlemektedir. Tarımda yapay zeka, sensörler, otomasyon ve veri analitiği gibi teknolojilerin kullanımı artmaktadır. Akıllı tarım uygulamaları, çiftçilerin karar verme süreçlerini desteklemekte ve verimliliklerini artırmaktadır. Tarım sektöründe dijitalleşmeyle birlikte tarım verimliliği, üretim kalitesi ve sürdürülebilirlik konularında önemli gelişmeler sağlanmaktadır.
Gelecekte tarım ve gıda sektörlerini nelerin beklediği konusunda kesin bir tahmin yapmak zor olsa da teknolojinin etkisiyle daha verimli, sürdürülebilir ve akıllı tarım uygulamalarının yaygınlaşması beklenmektedir. İleri tarım teknolojileri, özellikle yapay zeka, robotik sistemler, uzaktan algılama ve otomasyon gibi alanlarda daha da gelişecektir. Bu gelişmeler, tarımsal üretimin daha etkin ve verimli bir şekilde yapılmasına olanak sağlayacak ve gelecekteki gıda ihtiyaçlarını karşılamak için önemli bir rol oynayacaktır.
Kritik verilerinizi yerleşik bulut sunucuya taşıyın, kaybetmeden operasyonlarınıza devam edin, iş sürekliliğinizi güvence altına alın.
Kurumsal web hosting hizmetleri ile firmanızın güvenilirliğini arttırarak kurumsal kimliğinizi oluşturabilirsiniz.
Tarım sektöründe yaşanan sorunlara değinmek istiyorum, çünkü "teknolojiyi kullanacağız" diyoruz, "teknoloji hayatımızın içinde" diyoruz. Ancak, acaba teknoloji bu bahsi geçen tarım sektörünün sorunlarına ne tür çözümler sunacak veya hangi noktalarda çözümler üretebilecek? Bu noktaları dikkatli bir şekilde incelememiz gerekiyor.
Öncelikle vurgu yaptığım gibi, tarımsal üretimde verim düşüktür ve katma değer de bunun paralelinde düşüktür. Bu durum, üretici gelirlerini olumsuz etkilemektedir. Yani, üretici ürünü tarlasından veya çiftliğinden çıkarıp kapısına getiriyor, ancak asıl katma değer ürünün tarladan ayrıldıktan sonra oluştuğu için üretici bu katma değerden yeterince faydalanamamakta ve gelir açısından olumsuz etkilenmektedir.
Diğer önemli bir etki, zararlılar ve hastalıkların son zamanlarda yaygınlaşmasıdır. İklim değişikliği de bu durumda önemli bir faktördür. Bir diğer gelişme ise küresel ticarette ortaya çıkan problemlerdir. Uluslararası ticareti etkileyen durumlar, 2018-2019'dan itibaren küresel olarak yaşanan değişikliklerle birlikte tarım sektöründe de köklü değişimlere yol açmış durumdadır.
Perakende sektörü değişiyor. Geçmişte üretimlerin büyük bir kısmı yakın çevrede gerçekleşirken, perakendenin büyümesiyle birlikte artık zincir marketlerinin neredeyse her yerde tüketiciye ulaşması ve tüketicilerin ürünleri doğrudan üreticiden değil marketlerden veya süpermarketlerden satın alması gibi bir değişim gözlenmektedir.
Makroekonomik gelişmeler de önemli bir faktördür. Her sektör gibi tarım sektörü de makroekonomik gelişmelerden etkilenmektedir. Döviz kurlarının durumu, makroekonomik değişkenler, istihdam ve enflasyon gibi faktörleri yakından takip etmek durumundayız. Türkiye tarımı, üretimin gerçekleşmesinde kullanılan girdilerin önemli bir kısmını ithal ettiği için kimyasal ve enerji gibi girdi maliyetleri gözlenmesi gereken noktalardır. Dolayısıyla, bu da Türkiye tarımının kırılgan olarak nitelendirilebilecek alanlarından biridir.
Son yıllarda üretim faaliyetleri, özellikle makroekonomi çerçevesinde, önemli ölçüde artmış durumdadır. Özellikle döviz kurlarındaki olumsuzluklar, maliyetlere büyük ölçüde yansımaktadır. 2020'den itibaren enerji maliyetleri ve elektrik maliyetleri de ön plana çıkmıştır. Tüm bu faktörlerle birlikte tarım sektörü, karşı karşıya olduğumuz olumsuz tablodan dolayı kırılganlık göstermektedir.
Bu gerçeklik altında, ne tür tehditlerle karşı karşıyayız ve bu tehditlere karşı nasıl hedefler belirleyebiliriz? Her işletmede olduğu gibi tarımsal bir işletme de gelirini artırmak isteyecektir. Bunu nasıl başarabilir? İki yönlü olarak gerçekleşebilir. Öncelikle maliyetleri düşürmek gerekmektedir. Kullandığınız girdilerde tasarruf sağlayabilirseniz, bu gelirinize olumlu yansıyacaktır. Diğer taraftan, sattığınız ürünün satış fiyatını takip ederek piyasadaki gelişmeleri, ürün fiyatlarının seyrini gözlemleyebilirsiniz. Bu da size olumlu bir şekilde geri dönüş sağlayabilir.
Az önce vurgu yaptığım gibi, tüketicilerin profilleri ve beklentileri değişmiştir. Tüketiciler, sofralarına gelen veya marketten aldıkları ürünlerin nasıl üretildiğini, yetiştirildiğini görmek istemektedirler. Bu da izlenebilirlik kavramını ön plana çıkarmaktadır. Bu konuyu daha sonra da ele alacağım. Tüm bunların ortak noktası ise bilgidir. Günümüzde bilgi, en değerli varlıklardan biridir. Artık bilgiye erişimimiz teknoloji sayesinde çok daha kolaydır. İnterneti, telefonları ve diğer iletişim araçlarını kullanarak ihtiyaç duyduğumuz bilgiye, hem üretici hem de tüketici olarak hızlıca ulaşabiliriz. Tüm bunlar, teknoloji sayesinde gerçekleşmektedir.
Teknolojinin bir diğer faydası, üreticilerin birbirleriyle iletişim kurabilmesidir. Artık üreticiler, kendi bölgesinde neler olduğunu, maliyetler, üretim yöntemleri, hastalıklar, zararlılar, girdi kullanımı, hava durumu gibi konuları sadece takip edebilmekle kalmayıp internet aracılığıyla Türkiye'nin her yerinde ve hatta dünyanın her yerinde diğer üreticilerin neler yaptığını takip edebilir ve bu bilgiye erişebilirler. Bu bilgi sadece üretimle sınırlı değildir, tarım işletmeleri de dahil olmak üzere diğer işletmelerin en önemli sorunlarından biri olan finansal erişim konusunda da bilgiyi kullanabilirsiniz. İnternete girerek, telefonla arayarak veya banka şubesine giderek bilgiye teknoloji aracılığıyla daha kolay erişebilirsiniz. Fiziksel olarak da erişim mümkündür.
Fiziksel santralin gerektirdiği bakım maliyetlerinizi tamamen ortadan kaldırın, kurulum masrafı olmadan bulut santral ile tanışın!
Dijital Tarım, içinde bulunan sensör ve modüller aracılığı ile kurulu olduğu alana özel havadan ve topraktan aldığı verileri analiz ederek size ‘en iyi zamanlama’ önerileri sunar ve erken uyarı sistemisayesinde ürün zaiyatını en aza indirir.
Bu kadar teknolojiye vurgu yapıyoruz, aslında eğitimimizin ana başlığı dijitalleşme, özellikle tarım sektöründe dijital teknolojilerin etkisi üzerine odaklanmaktadır. Bu konunun tarihçesine bir göz atmak faydalı olabilir.
Yani, bugüne nasıl geldik ve hangi faktörler etkili oldu? Bu konular üzerinde biraz durmak istiyorum. Aslında bilgi çağı, 1800'lü yıllara kadar geri gidebilmektedir. 1800'lerden itibaren bilginin yoğun olarak kullanılmasıyla önce teknikler, ardından teknoloji ile verimlilik ve üretim artışı mümkün hale gelmiştir. Bugün mısırda 1800'lere göre 6 kat, buğdayda ise 4 kat daha verimliyiz. İşlenen arazilere baktığımızda, geçmiş 220 yıl ile karşılaştırıldığında mısır verimlerinin 6 kat, buğday verimlerinin 4 kat arttığını görüyoruz. Bu nasıl oluyor? Bunun gerçekleşebilmesi için çeşitli faktörlerin devreye girmesi gerekiyor. Kullanılan tohumların daha verimli hale gelmesi, gübre miktarlarının artması, zararlılara ve hastalıklara yönelik tasarlanmış tarım ilaçlarının kullanılması gibi faktörler bir araya geldiğinde verimlilik artışı sağlanmaktadır. Tabii ki, bu durumun bir de teknolojik boyutu bulunmaktadır.
Mekanizasyon hayatımıza girdi ve artık traktörler aracılığıyla daha önce insan gücü veya hayvan gücüyle yaptığımız işleri gerçekleştirebiliyoruz. Traktörlerin kapasitesi son yıllarda 10 kat artmış durumdadır. Artık daha küçük arazilerde de güçlü mekanizasyona ihtiyaç olmaksızın farklı mekanizasyon yöntemleri kullanabilirsiniz ve gerekli makine ve ekipmana erişim sağlayabilirsiniz. Tüm bunlar gerçekleşirken, üreticiye yüklenen görevler ve misyonlar da değişmeye başlamış durumdadır. Geçmişte bir üretici sadece bitkisel üretim mi yapıyordu, sadece hayvansal ürünler mi üretiyordu?
Ne yapıyorsa sadece o tarla, çiftlik, bağ veya bahçe ile sınırlı kalıyordu. Ancak şimdi bir çiftçiden daha fazlası beklenmektedir. Matematik, bilgisayar ve teknoloji bilgisi, ekonomi, işletme ve finans bilgisi gibi geniş bir yelpazede bilgiye sahip olmak gerekmektedir. Sadece uzman olduğunuz alanda, bitki yetiştirme, meyvecilik, hayvansal ürün yetiştirme veya hayvan bakımı gibi konularda bilgi sahibi olmak yeterli değildir. Artık bahsettiğim geniş yelpazede birçok alanda da uzman olmak zorunludur. Çünkü rekabet çok artmış durumdadır. Üreticilerin profilinin değişmesi ve tüketicinin taleplerinin değişmesi sonucunda, üretici sadece tarımsal üretimle ilgilenen bir kişi olmanın ötesinde farklı alanlarda da bilgi sahibi olmalıdır. Elbette burada teknoloji bir araç olarak kullanılmaktadır. Günümüzde bilgi iletişim teknolojileri, bilgisayar teknolojileri, yazılımlar ve donanımlar kullanarak mühendislik, matematik, finans, işletmecilik, tarımsal ve ziraat konularıyla ilgili detaylı bilgiye sahip olmak mümkündür.
Teknolojiye vurgu yapıyorum, artık günümüze gelebiliriz. Artık 2000'li yıllara geldiğimizde, yeni imkanların ve alternatiflerin hem fiziksel olarak hem de dijital olarak karşımıza çıktığını görüyoruz.
Bunlardan kuşkusuz en önemlilerinden biri internet. İnternet, hem bilgiye erişim amacıyla hem iletişim aracıyla hem de aslında topladığınız verinin kullanılması amacıyla kullanılan bir araçtır. Mobil teknolojiler çok gelişmeye başlamış durumda, on yıl öncesinde telefonlarımızla sadece arama yapabilir ve kısa mesaj gönderip alabilirken artık cep telefonları hayatımızın her aşamasında önemli bir parça haline gelmiş durumda. İşimizin sadece bilgi erişim tarafı değil, işimizi yapmamızda da cep telefonları çok faydalı.
Bunun yanı sıra tarım ve gıda sektörüne özel yazılımlar görmeye başlamış durumdayız. Bu yazılımlar o kadar hayatımızın içine girmiş durumda ki robotlara daha tanımsız üretime yönelik, hatta hayvan ürünlerini elde etmeye yönelik robotlarda dahi bu yazılımlar kullanılıyor. Süt sağma robotları var, bunun arka planında bu işin bir yazılım boyutu var ve insan elinin çıkartılarak üretimden tamamen teknoloji vasıtasıyla dijitalleşmiş ve robotlar tarafından gerçekleştirilen süt sağma operasyonlarını görüyoruz. Hatta aynı şekilde meyve hasadında kullanılan robotlar var, biber toplayan robotlar var, çilek toplayan robotlar var.
Bunlar günümüzde yaşanan gelişmelerden, Dijitalleşme ne işe yarıyor aslında sorunlar kısmında buna kısmen cevap vermeye çalıştım. Dijital teknolojiler vasıtasıyla öncelikle verimi arttırmayı hedefliyoruz. Katma değeri arttırmayı hedefliyoruz ve nihayet olarak da hem verim artacağı için katma değer de artınca üreticinin gelirlerinde bir artış söz konusu. Fiyatlardan bahsettim. Belirsizlik hepimiz için çok önemli bir faktör, o belirsizi azaltmada yine teknolojiyi kullanabiliyorsunuz. Nasıl oluyor bu? Bilgiye erişiminiz artıyor, yani kendi ürettiğiniz ürüne yönelik piyasada oluşan verileri takip ettiğiniz zaman, farklı bölgelerde size benzer üretim yapan üreticilerin ürünlerini hangi rakamdan sattıklarını öğrendiğinizde, hallerdeki fiyatı gördüğünüzde, perakende'deki fiyatı gördüğünüzde bütün bu fiyat bilgisine erişim daha fazla fiyat bilgisine sahip olmanız oynamayı azaltabiliyor. Atık çok önemli bir faktör, ne yazık ki tarım sektöründe üretilen ürünlerin tarladan tüketicinin sofrasına kadar geçen süreç boyunca yaklaşık 4/11 hatta 3/11 kayıp hale geliyor.
Yani bunlar doğrudan çöpe gidiyorlar. Dolayısıyla burada da teknoloji vasıtasıyla bu atığın azalması, kayıpların azalması söz konusu olabiliyor. Zamandan tasarruf ediyorsunuz. Zaman hepimiz için çok kritik. Neticede kısıtlı bir zamanımız var, teknoloji aslında bu zamanı daha iyi ve daha verimli kullanmanızı sağlıyor ve genel olarak hem fiziksel maliyetler tarafında hem de zaman tarafında teknoloji vasıtasıyla tasarrufa gitmeniz söz konusu olabiliyor. İklim değişikliğine vurgu yaptım, iklim değişikliği çok önemli. Hatta içinde bulunduğumuz coğrafya, iklim değişikliğinden en olumsuz etkilenebilecek bölgelerden bir tanesi. Dolayısıyla iklim şartlarını çok yakından takip ederek üretiminize yönelik hangi müdahaleyi hangi noktada yapmanız gerektiğinde yine teknoloji vasıtasıyla sağlamanız mümkün olabiliyor.
Tarımsal üretimin artık sadece tarla ve çiftlikle sınırlı kalmadığına vurgu yapmıştım, neden? Tüketiciler aslında burada belirleyici faktör. Tüketiciler daha sağlıklı gıdaya erişim istiyorlar, formda kalmak istiyorlar, sağlıklarını yakından takip ediyorlar. Bunun olabilmesi için aslında tarlanın veya sadece ürünün tarlada iken değil, tarlayı terk ettikten sonra da lojistik olarak nasıl bir süreç içerisinde bulunur, nasıl bir yolculukta bulunduğunu, nesnelerin interneti sayesinde sensörler aracılığıyla birbirine konuşan cihazlar sayesinde gerçekleştirmeniz mümkün. Bu sebeple aslında tedarik ve değer zincirini düşündüğünüz zaman teknoloji, bunun farklı noktalarında çok farklı iyileştirmeler yapabilir hale gelmiş durumda.
Fiziksel santralin gerektirdiği bakım maliyetlerinizi tamamen ortadan kaldırın, kurulum masrafı olmadan sanal santral ile tanışın!
SOC, Siber Güvenlik Operasyon Merkezinde işletmenize karşı siber güvenlik olaylarını 7/24 izleyin, atakları tespit edin ve olası tehditlere karşı müdahale edin. İhtiyaç duyduğunuz güvenlik kurallarını oluşturun, güvenlik prosedürlerini sıkılaştırın.
Sürekli bir teknolojiden bahsediyoruz. Şimdi biraz daha bu teknolojilerin neler olduğu ve dünya genelinde ne tür alanlarda kullanıldığına vurgu yapmak istiyorum. Burada biraz karmaşık görünse de grafik aslında hangi tarımsal üretimin hangi noktalarında değer zincirinin hangi noktalarında ne tür teknolojik gelişmeler var onları görebiliyorsunuz.
Öncelikle çiftlikler değişiyor, yani yeni kuşak çiftlikler ile karşı karşıya durumdayız. Bu yeni kuşak çiftliklerin içerisinde bu vurgu yaptığım sensörler, dropler, uydu görüntülerinin toplanması, birbiriyle konuşan cihazlar, otomatik dümenleme sistemine sahip traktörler gibi daha önce tarım sektöründe alışık olmadığımız teknolojilerin bir araya geldiği ve entegre edildiği bir dünyadan bahsediyoruz. Bütün bu uygulamaların çalışabilmesi için yazılıma ihtiyaç var, dolayısıyla özellikle çiftliklere yönelik yazılım yapan teknoloji firmaları ortaya çıkıyor.
Öngörü çok önemli, az önce vurgu yapmaya çalıştım. Sizi nasıl bir yakın gelecek ve orta vadeli geleceğin beklediğini görebilmek için öngörüye ihtiyaçınız var, yani bu hem iklim tarafında da olabilir, fiyatlar tarafında da olabilir, teknoloji tarafında da olabilir. Bir grup firma bunun üzerinde yoğunlaşıyor. Daha önce fiziksel olarak kısıtlı, sınırlı imkanlarla erişebildiğiniz pazar yerleri varken teknoloji artık size sınırsız olarak her yere ulaşma imkanı sağlıyor. Dolayısıyla, siz Türkiye'deki bir üreticiyken dünyanın hemen her yerine internet üzerinden bağlantılar kurarak bu teknolojik olarak sağlanmış olan sanal pazar yerlerine üye olarak, oralarda mağaza açarak dünyanın her yerine ürünlerinizi satmanız mümkün hale geliyor.
Robotlar çok önemli dedim, daha önce farklı sektörlerde robotlar kullanmaya başlamıştı, tarım biraz arkadan geliyor ama hızlı bir şekilde yoluna devam ediyor. Tarımsal üretimin çok farklı noktalarında robotlardan faydalanmak mümkün. Bunlar belki 2020 itibarıyla biraz hayal ürünü ama önümüzdeki yıllarda çok somut uygulamaları sayıt olarak uygulanan alanlar olarak daha geniş bir alanda görüyor olacağız. Sensörler çok kritik, nihayetinde hep bir bilgiden bahsediyorum. O bilginin toplanabilmesi için sensörlere ihtiyacınız var.
Bu teknoloji ucuzladıkça ve daha yaygın kullanımı ortaya çıktıkça, sensörlerin tarımsal üretimi ve takip eden aşamalarını hemen hemen her noktasında hayatımıza girdiğini görmüş olacağız. Bir diğer uygulama alanından bir tanesi daha akıllı sulama sistemleri, yani daha önce zaten biraz geleneksel yollarla yapılan sulamalar artık modern yöntemlere, basınçlı sulama sistemlerine dönmüş durumda ve bu basınçlı sulama sistemlerinin içerisinde de dijital teknolojileri entegre etmeniz söz konusu.
Yine sensörler vasıtasıyla, birbirleriyle konuşan cihazlar vasıtasıyla tarımsal üretimi çok farklı noktalarda dijitalleşmeye, yoğun teknoloji kullanımına başlamış durumda. Daha önce bilim-kurgu filmlerinde gördüğümüz durumlar, senaryolar aslında yavaş yavaş gerçeğe dönmeye başlamış durumda. Dünyanın farklı bölgelerinde, belki bazıları pilot aşamada olsa da yoğun teknolojinin kullanıldığı geleceğin çiftliklerini görmeye başlamış durumdayız. Geleceğin çiftliklerinde neler oluyor?
Yoğun miktarda sensör kullanılıyor dedim. Yani toprakta ne olup bittiğini, çiftlikte ne olup bittiğini bu alıcılar ve sensörlerle takip ediyorsunuz. Dropler, insansız hava araçları artık tarımsal üretimin farklı noktalarında kullanılmaya başlamış durumda. Veri toplayabiliyorsunuz, araziyi takip edebiliyorsunuz. Robotlar yavaş yavaş sektörün içine girmeye başlamış durumda, traktörler akıllı hale gelmeye başlamış durumda. Farklı sektörlere vurgu yaptım, mesela otonom, kendi kendine hareket edebilen otomobiller artık ticari olarak satılıyor. Çok yakın gelecekte benzer uygulamaların traktör şirketleri tarafından da hayata geçirilmesi söz konusu olacak.
Sadece tarla boyutunda değil, özellikle hayvansal üretim tarafında da yine sensörler kullanılarak, özellikle büyükbaş hayvanların çok yakından takip edilmesi söz konusu hale geliyor. Tarlanın, çiftliğin çok farklı noktalarında toplanan bütün bu veri birleştiriliyor ve işleniyor. Nihayetinde veri toplama elbette işin önemli bir kısmı, ama o toplanan veriyi işlemeniz lazım ki baştan beri vurgu yaptığım veriyle beslenmiş tarımsal üretim karşımıza çıksın. Veriyi işleme süreçlerinde yapay zeka teknolojileri, makine öğrenmesi gibi teknolojilerin kullanımı daha fazla ön plana çıkıyor. Bu verileri işleyerek gelecekte ne olabileceği hakkında tahminlerde bulunabiliyorsunuz, planlamalar yapabiliyorsunuz ve verimliliği artırabiliyorsunuz.
Kısacası, tarımda teknoloji kullanımı büyük bir hızla yayılıyor ve tarımsal üretimde dönüşüm sağlanıyor. Ancak, bununla birlikte beraberinde bazı zorluklar ve sorunlar da ortaya çıkıyor. Bunlar arasında veri güvenliği, teknolojiye erişim, maliyet gibi faktörler yer alıyor. Dolayısıyla, bu teknolojilerin uygulanmasında ve yaygınlaştırılmasında dikkate alınması gereken birçok nokta bulunuyor. Ancak, tarımda teknolojik gelişmelerin ilerlemesi, verimliliği artırması ve sürdürülebilirliği sağlaması açısından büyük bir potansiyel taşıyor.
Akıllı Fabrikalar, işletmelerin dijitalleşme yolculuğunda ihtiyaç duydukları veri toplama, entegrasyon ve otomasyon altyapısını sunar, üretim süreçlerini optimize eder.
Sahadaki ekiplerinizin mobil cihazlarındaki akıllı ekip takip ile çalışma saatlerini, gün içindeki yol haritalarını, yaptıkları saha ziyaretlerini takip edin!
Biraz güncel olarak kullanılan teknoloji tanımlarına değinmek istiyorum. Bunlardan bir tanesi akıllı teknolojiler; her şey akıllı hale gelmiş durumda. Akıllı cihazları kullanıyoruz, ancak akıllı teknoloji genel manasıyla ya sektörde kullanılmaya başlanmış ya da kullanılmak üzere olan ve daha önce sizin çok fazla kullanmadığınız, dikkat etmediğiniz özelliklere sahip cihazlar veya yenilikler olarak tanımlanıyor. Yine çok sık kullanılan bir kavram akıllı tarım, tarım 4.0 veya dijital tarım. Bu, bilgi ve veri teknolojilerinin tarım sistemlerini en iyiye götürmek ve optimize etmek amacıyla uygulanması anlamına geliyor. Ne işe yarıyor derseniz, doğru karar vermenizi sağlıyor. Daha önce belki geçmiş tecrübeniz ve bilginiz çerçevesinde ne kadar kimyasal, ilaç, gübre veya su kullanacağınızı belirliyordunuz. Ancak artık arka planda çalışan algoritmalar ve yazılımlar, akıllı tarım başlığı altında dijital tarım veya tarım 4.0 başlığıyla size doğru kararlar vermede destek olur hale gelmiş durumda.
Hassas tarım da alakalı bir kavram. Hassas tarım, belirli bir bölge veya ürün hakkında verinin yoğun olarak kullanıldığı yeni üretim ve yöntemleri içeriyor. Söylediğim gibi, vurgu yaptığım kavram hassas tarım, sensör teknolojileri ve bunların uygulamalarıyla üretim süreçlerini, büyüme koşullarını en iyi ve en ideale getirmek için kullanıldığında karşımıza çıkıyor. Diğer tanımlarda olduğu gibi, kaynak verimliliğini ve maliyet düşürmeyi hedefleyen uygulamalar şeklinde de görülüyor.
Bu teknolojilerden bahsediyorum, ancak aynı zamanda değer zincirine de vurgu yaptım. Değer zinciri, tarla veya çiftlikten başlayarak ürünün üretilmesi, yetiştirilmesi, hasat edilmesi veya hayvansal ürünlerin üretilmesiyle devam eden süreçleri içeriyor. Sonrasında bu ürünlerin işlenmesi, paketlenmesi, nakliyesi, dağıtımı toptan ve perakende kanallar aracılığıyla tüketiciye ulaşması aslında bütün bu farklı parçaları değer zinciri oluşturuyor. Peki, teknolojiler yoğun olarak nerede kullanılıyor? Elbette üretim tarafında teknolojinin en yoğun olarak kullanıldığı kısım. Az önce vurgu yaptığım hassas tarım başlığı altında özellikle girdi tedariğinde kısmen teknoloji kullanılıyor, ancak üretim ve hasat aşamalarında teknolojilerin yoğun bir şekilde kullanıldığını görüyoruz. Diğer takip eden aşamalarda da farklı teknoloji uygulamaları olduğunu görüyoruz, ancak tarımsal teknolojilerin ağırlıklı ve sıkça kullanıldığı kısım aslında üretim ve hasat uygulamaları şeklinde karşımıza çıkıyor.
Veriden bahsediyoruz, bu veri nasıl elde ediliyor? Az önce söylediğim gibi, bu verinin elde edilmesinde sensörler yoğun olarak kullanılıyor. Topraktaki veriyi takip etmek için mümkün olduğunca farklı iklim istasyonlarından hava hareketlerine ilişkin destek almak mümkün. Arazinin farklı bölgelerinden farklı şekillerde bilgi elde etmek, bitki veya hayvan bazında bilgiye sahip olmak, piyasa verilerine sahip olmak da mümkün. Bunların hepsi farklı kaynaklardan ve kanallardan elde edilen veriler haline geliyor. Şimdi bir de tabii ki bu işin yazılım boyutu var. Günümüzde sıkça kullanılan makine öğrenmesi, yapay zeka gibi kavramlar tarım sektöründe de artık yerini bulmaya başlamış durumda. İzlenebilirliğe yönelik biraz sonra detayına gireceğimiz blok zinciri teknolojileri de işin yazılım boyutunda yer alıyor. Bir de tabii ki donanım boyutu var. Yani fiziksel olarak insansız hava araçları, sensörlü cihazlar, iklim istasyonları gibi çeşitli teşhis ekipmanları vasıtasıyla işin donanım tarafında da teknolojileri kullanabiliyorsunuz.
Veri, yazılım ve donanımın kesiştiği noktada nesnelerin interneti (IoT) devreye giriyor. Birbirleriyle konuşan cihazlar size teknoloji vasıtasıyla iyileştirmelerin yapılmasını sağlayacak araçlar olarak karşımıza çıkıyor. Şimdi biraz da bu teknolojik çözümlerin neler olduğuna vurgu yapmak istiyorum. Piyasa bilgisine sıkça değindim. Yani piyasada üreticilerin karşı karşıya kaldıkları fiyatları öğrenmeniz, teknoloji vasıtasıyla mümkün. İklim verisine ulaşmanız, ya fiziksel tarlanızdaki ya da yakınınızdaki iklim meteoroloji istasyonlarıyla veya genel olarak hava durumunu takip eden internet sayfalarıyla, televizyon kanallarıyla mümkün. İyi tarım uygulamaları da önemli. Yani size ne kadar girdi kullandığınızı, o girdileri ne noktada nasıl kullandığınıza yönelik olarak bir bilgi aktarımı vasıtasıyla iyi tarıma yönelmeniz söz konusu olabiliyor. Bir de tabii üretici ile tedarikçi arasındaki bağlantıyı da iyileştirebiliyorsunuz. Yani daha fazla bilgiye eriştiğiniz zaman, neye ihtiyacınız olduğunu siz daha iyi biliyorsunuz. Girdi tedarikçisinin elindeki ürünlerin ne olduğunu daha iyi görüyorsunuz. Farklı bölgelerde, farklı ülkelerdeki uygulamaları görüyorsunuz. Yine daha fazla bilgi vasıtasıyla burada üretici ile tedarikçi arasındaki bağlantıyı da iyileştirebiliyorsunuz.
Kayıt ve izlenebilirliğe sıkça vurgu yapıyorum, çünkü bunun çıkış noktası tüketici. Yani tüketici masasına, sofrasına gelen ürünün nasıl üretildiğini bilmek istiyor. Dolayısıyla, girdileriniz ne kadar, kimyasal kullandığınız, ilaç kullandığınız, gübre kullandığınız veya hayvan yetiştirmede o hayvan ne kadar antibiyotik aldı, hayvan hangi ortamda yetişti, ne tür veterinerlik hizmeti aldı gibi tüm bunlar, hem tüketicinin talebini karşılamak için önemli, ama aynı zamanda sizin yapmış olduğunuz üretimin de kaydının tutulması, sürdürülebilir gıda üretiminde hangi girdiyi ne miktarda kullandığınızın bilinmesi açısından da önem arz ediyor. Şimdi bütün bunlar işin teknoloji tarafında farklı olarak nasıl geliştiğini bize anlatıyor. Ama çözüm tarafında, yani hep baştan beri vurgu yaptığım sorunlara ne tür çözümler üretecek, biraz onun üzerinde durabiliriz. Bunlardan bir tanesi elbette sizin katma değer üretmeniz. Katma değerin, az önce vurgu yaptım, sadece tarla ile çiftlik kapısıyla bitmemesi gerekiyor. Çünkü oraya kadar getirilen ürün, zaten tüketicinin ödediği fiyatın küçük bir kısmını oluşturuyor. Dolayısıyla, dünya hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuzda, uygulamalar katma değerli ürünlerin neler olabileceğini ve siz bundan nasıl ek gelir elde edebileceğinizi öğrenebildiğiniz noktada, elbette gelirlerinizi arttırmanız söz konusu olabiliyor.
Tarım çok riskli bir sektör. Teknoloji, bu riski yönetme imkanı tanıyor. Yani o sensörlere, cihazlara ve iklim üzerinden toplanan bütün veriye sahip olduğunuz zaman, bütün bilgiye sahip olduğunuz zaman, riskinizi daha iyi yönetebilme imkanına kavuşmuş oluyorsunuz. Sürdürülebilirlik çok önemli, çünkü toprağınızı kötü kullandığınız zaman, hayvanlarınızı kötü yetiştirdiğiniz zaman, elbette bu size belki geçici olarak iyi bir kazanç sağlayacak, ama takip eden dönemlerde, takip eden senelerde de benzer kazançların ortaya çıkabilmesi için toprağınızı, suyunuzu, hayvanlarınızı çiftliğinizi sürdürülebilir bir şekilde devam ettirmeniz lazım. Üretiminizi bu şekilde yapmanız lazım. Dolayısıyla, yine teknolojinin ürettiği çözüm bunlara farklı açılımlar getirebiliyor. Maliyetlerden tasarruf etmek çok önemli. Gereğinden fazla su kullanımı, gereğinden fazla gübre kullanımı, gereğinden fazla zirai ilaç kullanımı maliyet tarafını şişiren unsurlar. Teknoloji, size bu girdileri ne kadar kullanmanız gerektiğinde çok kuvvetli önerilerde bulunuyor ve bunu takip ettiğiniz takdirde maliyet tarafında da önemli kazançlar elde etmeniz mümkün. Yine atıktan bahsettim, kayıplardan bahsettim. Yine teknoloji, size o atığı azaltmanın, kaybı azaltmanın, daha verimli şekilde üretim yapabilmenin imkanlarını sunuyor.
Araç takip sistemi ile filo optimizasyonu yaparak ve rölanti sürelerini kısarak %15'e varan yakıt tasarrufu sağlayın!
Kurum ve kuruluşların güvenlik duvarlarında eski veya kullanılmayan kuralları veya kural kümelerini otomatik olarak kaldırarak verimliliği azaltmadan siber güvenlik risklerinizi azaltın.
Şimdi size dünya genelindeki farklı uygulamalardan bahsetmek istiyorum. Günümüzde tarım sektöründe yaklaşık 75 milyon teknolojik cihazın kullanıldığını gözlemliyoruz. Bu cihazlar farklı ülkelerde ne düzeyde kullanılıyor diye bakacak olursak, Amerika Birleşik Devletleri'nde Mısır'ın %46'sı, soya fasulyesinin %36'sı ve buğdayın %15'i gibi verim ölçüm sensörlerine sahip biçerdöverler tarafından hasat ediliyor. Aynı şekilde Amerika'nın Nebraska eyaletindeki işletmelerin %25'i uydu görüntülerini kullanırken %80'i verim takibi ve konumlama sistemlerini kullanmaktadır. Almanya'ya baktığımızda, hassas tarım uygulamalarının yaklaşık %10 ile %30 arasında değiştiğini görüyoruz. Bu rakamlar tabii ki daha gelişmiş olan ülkelerde daha yüksekken, gelişmekte olan ülkelerde benzer seviyelerde değildir. Örneğin, Brezilya gibi bize benzer bir yapıya sahip bir ülkeye baktığımızda, şeker kamışı üreticilerinin %39'unun gelişmiş konumlama sistemlerini kullandığını ve %76'sının uydu görüntülerine erişebildiğini ve bu bilgilerden faydalandığını görüyoruz. Dolayısıyla, gelişmiş ülkeler bu teknolojileri yoğun bir şekilde kullanırken, gelişmekte olan ülkelerde de teknoloji kullanımı, benimsenmesi ve tarımsal üretimde faydalanma oranlarının arttığını görüyoruz.
Metinde sürekli olarak teknolojilerden bahsettik ve ben konuşmam boyunca girdi tarafında yapılacak iyileştirmelere, verim tarafında beklenen iyileştirmelere vurgu yaptım. Ancak, belki bunları daha somut bir şekilde ifade etmek faydalı olabilir. Bu nedenle, Avrupa Birliği'nin bir pilot projesinden bahsedeceğim. Bu pilot proje kapsamında yaklaşık 35 farklı uygulama bulunuyor ve bu uygulamalarda girdi tarafında yapılan tasarruflar, verim tarafında ve hasat tarafında elde edilen iyileştirmeler gibi konulara değinmek istiyorum.
Bitkisel üretimde çiftliklerde kullanılan makinelerin birbiriyle iletişim kurması ve bilgi alışverişi yapması sonucunda hasatların %5 civarında arttığı ve verimin %20 civarında arttığı görülmektedir. Patates üzerinde yapılan bir çalışmada ise ilaç kullanımında yaklaşık %15 tasarruf sağlandığı, su kullanımında %25 tasarruf elde edildiği ve toplam girdi kullanımında da %19 tasarruf hedeflendiği gözlemlenmiştir. Karlılık tarafında ise üreticilerin teknoloji kullandıklarında yaklaşık %20 oranında karlarını artırabildiklerini görüyoruz. Dolayısıyla, hem girdi tarafında hem de verim tarafında beklenen iyileştirmeler aslında %5 ila %20 arasında değişmektedir. Yani teknoloji aniden size tamamen yeni ufuklar açıp sizi bambaşka bir formata sokmayacak, ancak tasarruf ve verim tarafında beklenen iyileştirmeler birikerek, ölçeklendirildikçe size %10 ila %20 arasında bir kazanç sağlaması beklenir. Bir diğer projede biraz daha işin işletmecilik boyutuna gidiyorlar ve yem tedarik zinciri projesinde 325 tane silo sensörü kullanıyorlar. Dolayısıyla, hayvancılık yapan işletmelerin ne kadar yem kullandığı ve depolarda ne kadar yem biriktirildiği saklandığı yine birbiriyle haberleşen cihazlar vasıtasıyla takip ediliyor. Burada maliyetlerde yaklaşık 610'luk bir tasarruf ama işin sürdürülebilirlik boyutunda karbon salınımında da yine %15'lik bir iyileştirme olduğunu görmek mümkün oluyor.
Bir tane yine somut örnek hayvancılık üzerinden vermek istiyorum. Burada büyükbaş hayvanlarda kullanılan sensörler vasıtasıyla bir erken topallık tespiti çalışması yürütülüyor ve sensörler ile takip edilen hayvanların süt verimlerinde 7'lik bir artış ortaya çıkarıyor. Hayvanın rahatsızlığına, hastalığına müdahale zamanı %15 daha kısalıyor, hayvan ölümleri azalıyor görsel olarak veya bir veterinerin tespiti ile karşılaştırıldığında teknolojinin tespit isabeti insan faktörü ile karşılaştırıldığında 87 daha iyi. Yine insanla karşılaştırıldığında teknoloji 3 gün daha önceden hayvanın rahatsızlandığını size söylüyor. Dolayısıyla hayvan sağlığında bir iyileşme gözlemleniyor ve yine hayvanlarda kullanılan antibiyotikler üzerinden de oldukça önemli miktarda tasarruf edildiğini görüyorsunuz. Ve sadece az önce vurgu yaptığım bitkisel üretimde değil, aynı zamanda hayvansal ürünlerde de teknolojinin kullanılmasıyla iyileştirmeler olduğunu görüyoruz.
Bütün bu teknolojiler biraz pilot eşarpada tabi, yani çok yaygın durumda değil. Farklı teknolojiler ve farklı seviyelerde çiftçiler tarafından benimseniyor. Bazı alanlarda çok büyük ölçekte kullanımlar olduğunu, geniş ölçekli kullanımlar olduğunu görüyorsunuz, ama bazı alanlarda henüz teknoloji yeni yeni çiftliklere girmiş durumda. Bunların da gelişebilmesi için biraz daha zamana ihtiyaç var gibi gözüküyor.
Şu ana kadar hep girdi tarafında ne gibi tasarruflar yapabileceğinizi söyledim. Bu önemli çünkü nihayetinde teknolojinin bir maliyeti var ve bu maliyetlere katlanmak için elbette sizin ne kadar tasarruf elde edeceğinizi, maliyetlerinizin ne kadar düşeceğini görmeniz gerekiyor. Bu sebeple biraz rakamsal örneklerle ilerlemek istiyorum. Teknoloji kullanımlarında yönlendirme araçlarının yakut tasarrufunda %6 ile %25 arasında bir iyileştirme yapıldığı gözlemleniyor. Değişken oranlı azot uygulamalarında %34'e varan azalma sağlanıyor, hava araçları kullanılarak zirai ilaçların kullanımının %90'a kadar azaltılabildiği söyleniyor. Yine herbisit kullanımında %10-%90 aralığında iyileştirmeler olabiliyor. Buğday üzerinde yapılmış olan bir çalışmada ipsetist kullanımı %13 arasında azaltılmış, sulama tarafında da yine az önceki çalışmada vurgu yaptım %20-25 civarında tasarruf mümkün. Yunanistan'da zeytincilikte bir uygulama var, potasyum gübresinde %30, fosfat gübrede %59, kalsiyum gübresinde ise %86'ya varan azalmalar var. Bunlar tabii hep vurgu yapıyorum pilot çalışmalar, yani siz illa teknolojiyi kullandığınızda kesin bu rakamlara ulaşacaksınız diye bir garanti yok, ama yapılan çalışmalar önemli miktarda tasarrufun ortaya çıktığını gösteriyor. Dolayısıyla, siz teknolojileri kullanarak tarımsal üretimde benim vurgu yaptığım rakamlarla benzer rakamlarla karşı karşıya kalabileceksiniz diye not olarak bunu sizinle paylaşabilirim.
Bütün bu teknolojilerden bahsettik. Üreticilerin de aklında elbette çeşitli şüphelerin oluşması doğaldır. Hem size bu teknolojilerin ne kadar faydalı olacağına yönelik şüpheleriniz olabilir, bir de tabii şu an için teknoloji maliyetli olduğundan dolayı bu teknolojilere nasıl erişeceğiniz, bunun yönelik ne tür finansman imkanlarının size sağlanacağı da önemli konulardan bir tanesi. Burada çeşitli iş modelleri söz konusu. Girdi tedarikçilerinin bu teknolojileri kısmen finanse etmesi söz konusu veya mesela yurt dışında çeşitli uygulamalarda traktör satın alan çiftçilere yazılımlar bazı donanımlar ücretsiz olarak veriliyor. Bunun gibi iş modelleri artık yavaş yavaş tarım sektöründe ortaya çıkmış durumda. Çeşitli firmaların Türkiye'de de bu geçerli. Cep telefonu uygulamaları var, kendiniz kaydettiriyorsunuz oradan bazı bilgilere ücretsiz erişebiliyorsunuz. Bunlar sizin aklınızda oluşabilecek şüphelerin bazılarına cevaplar. Ama önemli noktalardan bir tanesi, bütün bu veriler sizin tarlanızda, bağınızda, çiftliğinizde toplanıyor. Bunun kim işleyeceği önemli bir nokta. Yurt dışında bazı örnekler var, burada üniversiteler devreye girebiliyor, kamu kurumları devreye girebiliyor, özel sektör firmaları da devreye girebiliyor. Yani sizin imzaladığınız sözleşmeler çerçevesinde kişisel verilerinizin korunduğu durumlarda kamu vasıtasıyla, özel sektör vasıtasıyla belki bazı teknoloji şirketleri vasıtasıyla verilerinizin işlenmesi ve işlenen veriler çerçevesinde size geri bilgi aktarımında bulunması söz konusu olabiliyor.
Teknoloji ucuzluyor, yani geçmiş yıllarda biraz daha yüksek rakamlarla karşı karşıyayken sadece tarım dışı sektörlerde değil, tarım sektöründe de teknolojinin ucuzladığını görüyoruz. Yakın gelecekte yine tarım sektörü özelinde de bahsettiğim bütün teknolojilere daha uygun finansal koşullarda erişmeniz mümkün olacak diye ümit ediyorum.
Dijital Tarım, içinde bulunan sensör ve modüller aracılığı ile kurulu olduğu alana özel havadan ve topraktan aldığı verileri analiz ederek size ‘en iyi zamanlama’ önerileri sunar ve erken uyarı sistemisayesinde ürün zaiyatını en aza indirir.
Sahadaki motorlarınıza takılacak motor takip sistemi sayesinde araçlarınızın lokasyon bilgilerini kolayca takip edin, filo optimizasyonu ile yakıt tasarrufu sağlayın!
Bütün bu anlattıklarım çerçevesinde faydaları nasıl özetleyebiliriz, biraz da ona değinmek istiyorum. Veriyi artık teknoloji vasıtasıyla daha rahat erişebilir durumdayız. Üreticiler daha fazla bilgiye sahipler ve karşı karşıya kaldıkları pazar piyasa koşullarına yönelik daha fazla bilgi görüyorlar, okuyorlar, takip edebiliyorlar. Bu elbette sizin risklerinizi azaltma da kullanacağımız bir araç haline geliyor. Aynı zamanda riski azaltmanın yanı sıra riski daha iyi yönetmenizi sağlıyor. Özellikle Türkiye gibi küçük arazi büyüklüğüne sahip olan ülkelerde, bu ek bilgiyi kullanarak daha önce yapamayacağınız yatırımları yapmanız, daha önce belki ekemeyeceğiniz ürünleri ekmeniz, belki daha önce katma değer tarafında işleme tarafında aklınıza gelmeyen uygulamaları hayata geçirmeniz, bunların hepsi teknoloji vasıtasıyla söz konusu olabiliyor ve nihai olarak da elbette veriminizi, üretkenliğinizi artırmanız, kalitenizi artırmanız, dolayısıyla gelirinizi arttırmanız teknoloji vasıtasıyla mümkün hale geliyor.
İşin bir de emek boyutu var elbette, kısmen az önce buna değindim, ama emek önemli, iş gücü önemli. Teknoloji burada da size tasarruf sağlıyor. Hem mekanizasyon tarafında hem işin sulama boyutunda olsun, ilaçlama boyutunda olsun, gübreleme boyutunda olsun farklı teknolojilerin uygulanması vasıtasıyla emekten de ciddi miktarda tasarruf etmeniz söz konusu. Karar vermede size destek oluyor teknoloji, yani sizin tereddütte olduğunuz durumlarda veya tanımsal üretimin çok iyi bilmediğiniz noktalarında yine bu teknoloji vasıtasıyla size iletilen bilgiler, bu gerek cep telefonu uygulamaları olsun, gerek internet sayfalarından olsun, belki de yazılımları kullanarak elde edeceğiniz bilgiler vasıtasıyla üretim faaliyetlerini yerleştirmeniz söz konusu olabiliyor. Teknoloji şeffaflığı da sağlıyor. Hep tüketici tarafına vurgu yaptım, yani dünyanın nasıl değiştiği, tüketicinin talepleri nasıl değiştiği ve üreticinin bu tüketici taleplerine göre kendi üretimi nasıl değiştirmesi gerektiğine vurgu yaptım. Burada şeffaflık ön plana çıkıyor, yani sizin ne kadar kimyasal kullandığınız, hayvanlara ne kadar antibiyotik verdiğiniz, o hayvanın nasıl kesildiği, bitkisel tarafta da hayvancılık tarafında da ürününüzün soğuk zincire nasıl girdiği, ne kadar orada kaldığı, lojistiğinin nasıl gerçekleştiği gibi tüm bu farklı aşamalara yönelik şeffaflık ortaya çıktığında, üretici ile tüketici arasında bir güven unsuru oluşuyor. Tüketicinin hayatımızı bu kadar etkilediği bir durumda, sizin o tüketiciyle aranızda oluşturacağınız güven elbette sizin satışlarınızı ve nihai olarak gelirlerinizi olumlu olarak etkileyecek faktörler şeklinde ortaya çıkıyor.
Üretici tarafındaki faydalara değindim, ama genel olarak tarım ve gıda sektöründe ne tür iyileştirmeler yapıyor diye düşündüğünüzde, bu dijital teknolojiler vasıtasıyla aslında belirsizliği azaltıyorsunuz. Yani daha fazla bilginin hem kullanımınız hem de paylaşımınız sektördeki farklı paydaşlar arasındaki iletişimi güçlendiriyor, koordinasyonu artırıyor ve elbette bütün bu paydaşlar arasında güven unsurunu oluşturuyorsunuz. Dijital dönüşümün gerçekleşmesi için kamu tarafında da çeşitli roller düşüyor. İşte bu izlenebilirlik, takip edilebilirlik kamunun da kullanabileceği bir araç haline geliyor ve bazı durumlarda destek teşvik politikalarının da bu çerçevede daha fazla bilgiyi kullanarak kamuyu oluşturması söz konusu olabiliyor. İşbirlikleri ortaya çıkıyor, yani daha önce sizin hiç tanımadığınız, hiç bilmediğiniz üreticilerle girdi tedarikçileriyle tüketicilerle bir araya gelmeniz söz konusu oluyor ve burada da yine verimi arttırmanız, o iletişimin kurulması vasıtasıyla birbirinizden haberdar olmanız söz konusu. İnternetten satış yapabiliyorsunuz mesela, yani hiç görmediğiniz, neresi olduğunu bilmediğiniz bir yere bile sizin bir online satış platformundaki reklamınızı gören, tanıtımınızı gören, ürününüzü gören tüketici sipariş vererek bu ürünü satın alması mümkün olabiliyor.
Yeni iş modelleri karşımıza çıkıyor, dedim. Bunun örneklerini cep telefonu uygulamalarında da görüyorsunuz. Traktör firmalarının cep telefonu uygulamaları var, girdi tedarikçilerinin var, teknoloji firmalarının cep telefonu uygulamaları var, finans kurumlarının cep telefonu uygulamaları var. Bunlar vasıtasıyla bu firmalar aracılığıyla size teknolojiyi iletebiliyor. Gübre uygulamanızda finansal imkanlara erişiminizde bazen ürününüzü satmanızda bütün bunlar destek olacak iş modelleriyle karşınıza çıkabiliyor. İzlenebilirliğe vurgu yaptım.
Bu izlenebilirlik tarafında yine güncel olarak AR-GE pilot projelerden ticarileşmeye başlamış projelere geçiş noktasında olduğumuz blok zinciri uygulamaları var. Blok zincirinin çok basit haliyle izlenebilirlik, takip edilebilirlik teknolojileri, bunların yapıldığı süreçler, ister bitkisel üretimle ilgili olsun ister hayvanlara yönelik bir hayvansal ürünlere yönelik üretim yapın, hatta balıkçılık yapın, üretiminizi nasıl gerçekleştirdiğinizi, ürününüzü nasıl hasat ettiğinizi, hayvansal ürünlerin nasıl üretildiğini çok yakından takip eden bu güçlerin ürüne bağlı olarak soğuk zincire nasıl girdiği, nasıl bir lojistik sürecinden geçtiği, perakendeye nasıl geldiği, bütün bunları takip ettiğiniz sistemler, aslında bu izlenebilirlik, takip edilebilirlik başlığı altında blok zinciri uygulamalarıyla hayata geçiyor. Burada bir balıkçılık örneği var. Balığın hangi noktada yakalandığını görebiliyorsunuz, nasıl soğuk zincire girdiğini görüyorsunuz, nasıl işleme tesisine geldiğini görüyorsunuz, perakendeye gidişini ve tüketiciye erişimini adım adım burada takip etmeniz mümkün. Yani bir tüketici cep telefonunu market rafındaki pazardaki bir ürünün üstüne tuttuğu zaman, ki biraz sonra örneğini göstereceğim, bütün bu süreçten tüketiciye kadar geçen bütün süreci izlenebilir hale getiriyorsunuz. Bu da elbette hem tüketicinin sizin ne kadar kaliteli bir üretim yaptığınıza inanması için faydalı oluyor, ama aynı zamanda sektördeki bütün paydaşların disipline edilmesi açısından da önemli hale geliyor.
İkinci bir uygulama Avrupa'dan bir yumurta yetiştiricisinde yumurtanın hangi çiftlikte, hangi tavuk tarafından üretildiği, bu tavuğun nasıl beslendiği, ne kadar yem aldığı, ne tür yemlerle beslendiğini takip edebiliyorsunuz. Yumurtanın ne zaman toplandığı, ne zaman işleme tesisine gittiği, perakende zincirine girdiği ve market raflarına geldiği bütün bunları yine izlenebilirlik projeleri çerçevesinde teknoloji vasıtasıyla çok yakından takip edebiliyorsunuz. Bu izlenebilirlik nasıl tüketici tarafından algılanıyor? Tüketici cep telefonundan bir uygulamayı çalıştırarak market rafındaki, kasaptaki perakende bir ürünün üzerine tutarak burada olduğu gibi, mesela bir etin, önceden vurgu yaptığım bütün süreçlerini çok yakından takip edebiliyor. Veya sizin yetiştirdiğiniz bir ürün, sağdaki resimde bir ceviz görüyorsunuz. O cevizin üstüne cep telefonunu tuttuğunuz zaman o cevizin içerisindeki besin değerlerinin ne olduğunu da tüketici görebiliyor. Dolayısıyla artık teknoloji çok farklı noktalarda o bilgiyi, hem üretim tarafında, hem aktarımı vasıtasıyla, hem işlenmesi ve katma değer ürüne dönüştürülmesi açısından üreticilere çok farklı şekillerde destek olabiliyor.
Şimdi biraz da Türkiye'deki dijital uygulamalardan örnekler vermek istiyorum. Burada Orman Bakanlığı'nın çeşitli uygulamaları, valiliklerin çeşitli uygulamaları, ASELSAN'ın çeşitli uygulamaları var. Bunların hepsine internetten erişebilirsiniz. Ankara Üniversitesi'nin TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü ile yürüttüğü bir akıllı fizibilite projesi ve Doğu Anadolu Projesi (DAP) Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı'nın yine TÜBİTAK Uzay ile birlikte Harran Üniversitesi ortaklığında gerçekleştirdiği bir hassas tarım projesi var. Kamu tarafında 2008 yılında başlatılan bir TAR-BİL projesi vardı. Şu anda çok aktif değil, ancak o proje çerçevesinde verinin toplanması ve işlenmesi söz konusu. Bir diğer kamu projesi arazi parsel tanımlama sisteminin sayısallaştırılması: 2015 yılında başlatılan bir proje. Bu projede Türkiye tarım arazilerine ait görüntülerin toplanması ve üretim yapılan ve yapılmayan bütün parsellere ait verinin dijitalleşmesi söz konusu. Dolayısıyla çok farklı kurumlar tarafından farklı boyutlarda ölçeklerde gerçekleştirilen projeler şu anda Türkiye'de devam etmekte. Özel sektör firmalarının da çeşitli projeleri var. Bunlar bitkisel üretimde, hayvancılıkta ve meyvecilikte kullanılan projeler. Farklı noktalarda da üretim sürecine dair cihazların, sensörlerin kullanılmasıyla çiftçinin daha fazla bilgiye sahip olması bu projeler içerisinde yapılan uygulamalarda yer almaktadır.
Bir diğer bahsetmek istediğim proje GAP İdaresi ile birlikte Boğaziçi Üniversitesi ve Harran Üniversitesi'nin yürüttüğü bir projedir. Bu projede çeşitli özel sektör firmalarının ve Vodafone'un da desteği bulunmaktadır. Proje ortakları arasında bu çalışma içerisinde Harran Ovası'nda on dönümlük bir pamuk tarlası dijital hale getirilmekte ve toprak sensörleri kullanılmaktadır. Proje içerisinde burada bir iklim istasyonu ve görüntü toplama amaçlı dronlar bulunmaktadır. Ayrıca zirai ilaçlama ve damlama sulama uygulamaları gerçekleştirilmektedir. Sulama ve gübreleme teknolojik olarak tarladaki sensörlerle bir yazılımın entegrasyonu çerçevesinde gerçekleştirilmektedir. Uzaktan algılamada uydu görüntülerinin işlenmesi söz konusudur. Dolayısıyla pamuk üretiminin farklı noktalarında kullanılan teknolojiler vasıtasıyla çiftçi tarlasında birebir görebilir hale gelmektedir. Bu elbette karmaşık bir proje çünkü farklı noktalarda farklı teknolojilerin kullanıldığı ve birçok sektör firmasının, kamunun ve üniversitenin birlikte koordineli bir şekilde çalıştığı bir projedir. Böyle karmaşık bir yapıyı her yere uygulamak kolay değildir, ancak burada hedeflenen bu işin bir modelini oluşturmaktır.
Dolayısıyla böyle bir teknolojinin tarımsal üretimde nasıl uygulanacağının yol haritası saptandıktan sonra benzer uygulamayı kendi tarlalarında, çiftliklerinde hayata geçirmek isteyen çiftçilere de bu yol haritasının her türlü bilgi, birikim, donanım ve teknolojinin hem maliyet tarafında ne olduğunun açıklanması ama aynı zamanda özellikle su kullanımında, ilaç kullanımında ve gübre kullanımında ne kadar tasarruf edildiğinin rakamsal değerleri gösterilmesi vasıtasıyla maliyetin azalması ve nihai olarak da tabii verim tarafında konvansiyonel klasik yöntemlerle karşılaştırıldığında teknolojik üretimde pamuk veriminin nasıl değiştiğinin gösterilmesi projenin hedefleri arasında yer almaktadır.
Siz de ekiplerinizin her yerden etkin ve üretken bir şekilde çalışabilmesi için Microsoft 365 İş Paketlerini kullanın, işinizi büyütün.
Enerji tüketim verilerinizi tek bir ekran kullanarak uzaktan izlemenizi ve kontrol edebilmenizi sağlayan uçtan uça tasarlanmış red enerji sayesinde enerji tasarrufu edin!
Bütün bu anlattıklarım çerçevesinde kısa bir özet yapabilirim. Çıkış noktası olarak tarihsel gelişimlere biraz vurgu yapmaya çalıştım. 1800'lerden bugüne kadar teknoloji tarafında ne tür çözümler üretildi, ne tür iyileştirmeler yapıldığını anlattım. Daha sonra dünyadaki tarım ve gıda sektörünün mevcut durumuna vurgu yaptım ve yaşanan temel problemlerin neler olduğunu söyledim. Türkiye dünyada yaşanan problemlerden uzak değil, yani gelişmekte olan ülkelerde de, gelişmiş ülkelerde de yaşanan problemlere çok yakın benzer problemleri bizde yaşıyoruz. Dünya genelinde üretilen çözümler birbirlerine çok benzer, dolayısıyla farklı ülkelerdeki örnek uygulamalara değindim; bu uygulamaların benzerlerini Türkiye'de gerçekleştiriyoruz ve yakın gelecekte daha sık karşılaşacağız.
Bütün bunlar çerçevesinde belki net olmayan bazı noktalara da değinebilirim. Bunlardan bir tanesi, bu teknolojinin maliyet tarafının nasıl ucuzlatılacağına kısmen değindim. Yeni iş modellerine ihtiyaç var. Burada kamu destekli veya özel sektör destekli modeller gibi ilerleyebilecek modeller olabilir. Birkaç tane örneğini sizlerle paylaşmaya çalıştım. Bu işin maliyeti bir boyut, ama diğer bir boyutta çiftçinin teknoloji okur-yazarlığının arttırılması da önemli. Çünkü daha yenilikçi yöntemlerle üretim yapan çiftçilerin bu teknolojileri benimsemesi ve uygulaması daha kolay olacak, fakat teknoloji okur-yazarlığı düşük olan çiftçiler için yeni eğitim programlarına da ihtiyaç duyulacak. Bir diğer nokta, verinin toplanmasının yanı sıra veri analizlerinin nasıl gerçekleşeceğine de kısmen değindim. Yine burada kamu ile üniversitelerin ve belki de özel sektörün iş birliği çerçevesinde o verinin işlendiği ve çiftçiye geri döndürüldüğü uygulamaların gerçekleştirilmesi söz konusu olabilir. Burada bütün bu anlattıklarıma rağmen hala belirsiz bir nokta var: Çiftçiler bu yenilikleri uygulayacak mı?
Teknolojinin hayatımıza çok yoğun bir şekilde girdiğini görüyoruz. Cep telefonu örneğini vermiştim, oradan düşünebilirsiniz. 10 sene içerisinde klasik cep telefonlarından akıllı telefonlara geçiş yaptık ve 10 sene içerisinde hayatımız çok kuvvetli bir şekilde değişti. Benzer gelişmeler tarım sektöründe de artık pilot projelerden somut ticari uygulamalara geçmeye başladı. Dolayısıyla çok yakın zamanda aynı telefonlarda olduğu gibi çok farklı tarım teknolojileri uygulamalarının yoğun bir şekilde etrafımızda kullanılmaya başladığını göreceksiniz. Bütün bunlar çerçevesinde unutmamız gereken şey, teknolojinin bir araç olduğudur. Yani teknoloji bütün sorunlarımızı çözemez, çözmesi mümkün değil, fakat iyileştirmeler yapmakta ve sorunların çözülmesinde teknoloji bir araç olarak kullanmak mümkündür. Gelecekte sürdürülebilir bir şekilde tarım yapmak bizim için çok önemlidir. Girdi kullanımından tasarruf etmek, doğayı destekleyen bir şekilde tarımsal üretim yapmak ve çıktı tarafında hem verimi arttırmak hem de üretici gelirlerini arttırmak için tarımsal teknolojilerin önemli bir araç olacağını düşünüyorum. Hepinize dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.