Çıkış Yap
Vodafone Yanımda İnternet sayfasından çıkmak üzeresiniz. Oturumunuzu sonlandırmak istediğinize emin misiniz?
7/24 ulaşabileceğiniz size özel müşteri danışmanı ve özel DDOS koruması içeren metro ethernet ile şirketinizin en yoğun olduğu saatlerde bile eşit indirme yükleme hızı ile çalışma motivasyonunu koruyun!
Karasal bağlantıya alternatif 5 kolay adımla tüm Türkiye'yi kapsayan uydu interneti hizmetinden faydalanarak kesintisiz internetin keyfini sürün!
Dünyada e-ticaretin büyüklüğü hakkında net ve güvenilir rakamlara ulaşmak mümkün olmasa da, hızla gelişen bir sektör olduğunu söyleyebiliriz. Ancak söylediklerim 2019 verilerine dayanmaktadır ve COVID-19 salgını sonrası e-ticaretin ne kadar büyüdüğü ve hangi yönde hangi hızda ilerlediği kesin olarak belirlenememektedir. Çin, e-ticaret konusunda dünyanın bir numaralı ülkesidir. Amerika Birleşik Devletleri ise henüz Çin'in gerisindedir. Çin'de e-ticaret hacmi yaklaşık 700 milyar dolar civarındayken, Amerika Birleşik Devletleri'nde bu rakam 350 milyar dolar civarındadır. Türkiye'nin e-ticaret hacmi ise 9-10 milyar dolar civarında olup potansiyeli büyüktür. Ancak COVID-19 salgınıyla birlikte e-ticaretin ne kadar büyüdüğü ve hangi yönde hızlandığı hakkında şu an net bir bilgi vermek mümkün değildir. Ancak yakın bir gelecekte bu konuda daha net veriler sunabileceğiz.
E-ticaretin ilk yıllarında çeşitli karmaşık durumlar yaşanmıştır. Örneğin, dot-com çılgınlığı 2000'li yıllarda başlamış ve 1990'ların sonuna kadar sürmüştür. Bu çılgınlıktan bugüne sadece birkaç firma sağ çıkabilmiştir, ancak bugün dünyanın en büyük online satış platformlarından biri olan Amazon büyük bir başarı göstermiştir. Ayrıca, bu süreçte öngörülen vizyon ve misyon hedeflerinin birçoğu gerçekleşmemiştir. Örneğin, beş yıl önce bir şey satın almak istediğinizde, hemen internet üzerindeki fiyatları kontrol ederdiniz. Eğer internet fiyatı daha uygunsa mağazadan almazdınız. Perakende fiyatları, toptan fiyatlar, internet fiyatları farklı olurdu, ancak bir süre sonra bu fiyatlar birbirine yaklaştı. Hatta birçok firma, müşterilerini mağazalarının dışındaki online hizmetlere yönlendirmekte ve oranın daha uygun olduğunu maliyet hesapları açısından belirtmektedir. Ve sanal mağazalara geçildiğinde, bu ürünlerin tamamı mobil platformlar üzerinden alınıp satılacaktır.
Bunun yanı sıra, bilgi asimetrisi olarak adlandırılan bir durum söz konusudur. Bilgi asimetrisi, bir müşteri olarak hangi ürünün, nereden ve nasıl en uygun fiyatla bulunabileceğini bilememe durumudur. Bu durumu bilgi sahibi olmayan müşteriler yaşarlar. Eğer bir araştırma yapabilen, karşılaştırma yapabilen ve interneti iyi kullanan birisiyseniz, bir cep telefonu satın almak istediğinizde beş farklı markayı yan yana koyup karşılaştırabilirsiniz. Ayrıca, birçok ürünü karşılaştırma imkanına sahip olabilirsiniz. Tartışma ve yorum sitelerinde ürünlerin iyi veya kötü olduğuna dair çeşitli sonuçlar bulunmaktadır. Dolayısıyla, e-ticarette farklı imkanları farklı şekillerde kullanabilirsiniz. Örneğin, ürününüzü kullananlarla oluşturduğunuz bir hayran grubu oluşturabilir ve bu grup aracılığıyla ürettiğiniz her ürünü görsel olarak tanıtabilirsiniz.
E-ticarete yeni başlayanlar için ise ciddi bir maddi destek gerekmektedir. Aksi takdirde, başarı garantisi olmayan bir start-up işletmesi zorluklarla karşılaşabilir. Mobil platformlar, sosyal ağlar, tüketici davranışları ve reklamların etkisi gibi faktörler e-ticareti etkilemektedir. Bugün birçok kurum ve ürün sosyal medya üzerinde linç edilebilmektedir.
Özetlemek gerekirse, e-ticaret hızla büyüyen bir sektördür ve dünyanın farklı ülkelerinde farklı büyüklüklere ulaşmaktadır. Ancak COVID-19 salgını sonrasında e-ticaretin büyüklüğü ve yönü hakkında kesin veriler bulunmamaktadır. E-ticaretin geçmişinde başarılar ve başarısızlıklar yaşanmıştır, ancak Amazon gibi büyük platformlar ön plana çıkmıştır.
Bilgi asimetrisi müşterilerin karar verme sürecinde etkili olabilmektedir. Maddi destek, mobil platformlar ve sosyal medyanın rolü gibi faktörler de e-ticaretin gelişimini etkilemektedir. Özetlemek gerekirse, e-ticaret hızla büyüyen bir sektördür ve dünyanın farklı ülkelerinde farklı büyüklüklere ulaşmaktadır. Ancak COVID-19 salgını sonrasında e-ticaretin büyüklüğü ve yönü hakkında kesin veriler bulunmamaktadır. E-ticaretin geçmişinde başarılar ve başarısızlıklar yaşanmıştır, ancak Amazon gibi büyük platformlar ön plana çıkmıştır.
Bilgi asimetrisi müşterilerin karar verme sürecinde etkili olabilmektedir. Maddi destek, mobil platformlar ve sosyal medyanın rolü gibi faktörler de e-ticaretin gelişimini etkilemektedir. Bunların dışında aklınıza gelebilecek birçok noktada size yardımcı olabilecek sistemler bulunmaktadır. Örneğin, ev almak istiyorsanız kriterlerinizi belirttiğinizde site size seçenekleri getirir. Ancak, bu konuda bir uygulama mevcuttur ki bu uygulama param, bu kadar faizle alacağım, böyle bir şeyi istiyorum, en iyi bilmem neyi istiyorum dediğiniz an size doğrudan istediğiniz tarzı getirebilmektedir.
Peki, bunu nasıl yapabilmektedir? Sizin davranışlarınızı takip etmekte, kaydetmekte, gezdiğiniz siteleri, sosyal medyadaki etkileşimlerinizi incelemektedir. Bu durumda, yapay zeka e-ticaret sitelerine girmiş olmaktadır. İnsanlar bugünlerde şöyle demektedir: "Ben şu siteye girdim, şuradan iki tane sandalye, bir masa veya bir tencere-tava baktım, o günden beri onun reklamları geliyor." Elbette gelecekteki tercihiniz oradadır, ancak yapay zeka bu kadar basit bir işleyişe sahip değildir. Siz herhangi bir ürünü seçerken telefonunuzun ekranında elinizi gezdirmeniz, elinizin hareketleri, elinizin titremesi, hatta nabzınızın ritmi, göz hareketleriniz ve daha pek çok detay not edilmektedir. Bu bilgiler, hangi ürüne karşı ne kadar bir talebiniz olduğunuza dair zafiyetinizi değerlendirmek için saklanmaktadır. Peki, burada şunu da düşünebilir miyiz? E-ticaret dışında gibi görünebiliriz, ancak aslında tam da içinde olabiliriz. Örneğin, Facebook'un Cambridge Analitik ile birlikte çalışarak insanların oylarını yönlendirmesi durumu. Eğer bir oy için böyle bir durum gerçekleşebiliyorsa, bir ürünün pazarlanması ve satışı için neden olmasın? Bunun üzerinde biraz düşünmenizi istiyorum.
Bugün dünyada 3,6 milyar internet kullanıcısı bulunmaktadır. Bu durumda fikri mülkiyet, yani ‘'entelektüel yön'’ dediğimiz şey, bireysel gizlilik ve mahremiyet ile kamu refah politikası da tehdit altındadır ve bunların korunması için hukuki önlemler gerekmektedir. Şimdiye kadar üç kavramdan bahsettik: Ticaret, teknoloji ve hukuk. Dolayısıyla bir e-ticaret sistemi içerisinde bu üç unsur olmadan başarıya ulaşmak mümkün değildir. Biraz daha açayım, teknolojiyi açayım. Teknolojiden kastım, web sitesi tasarımı, web sitesinin güvenliği, güvenli ödemelerin yapılıp yapılmayacağı, size ulaşılabilirlik, yetkisiz erişimlerin veya siber saldırıların neden olabileceği tüm sitenizin ve varlıklarınızın risk altında olma durumu, müşterilere ait bilgilerin başkalarının eline geçebilme riski gibi faktörlerdir. Tüm bunları önlemek için belirli önlemler almanız gerekmektedir.
Mahremiyet konusundan bahsettik, sosyal ağlar ciddi miktarda kullanıcı bilgisi topluyor. "Bir şey bedava ise aslında en yüksek bedeli ödüyorsunuzdur" diye bir deyiş var. Bugün herkes Whatsapp için aynı şeyi söylüyor. Whatsapp bilgi topluyor, ama hiçbirimiz Whatsapp kullanmaktan vazgeçmediğimiz gibi neredeyse tüm iletişimimizi Whatsapp üzerinden yapıyoruz. Toplum anlayışı çerçevesinde mahremiyetten bahsettik, Facebook'tan ve Cambridge Analytica'dan bahsettik. O zaman şöyle bir soru soralım mı? Sosyal ağlar neden kullanıcı bilgilerini toplamakla ilgileniyorlar? Ne tür bir istila ile karşı karşıyayız? En çok gizlilik ihlaline neden olan eylemler ve yazılımlar nelerin üzerine odaklanıyor? Peki bu çerçevede e-ticaretin gizlilik açısından geleneksel pazarlardan farkı var mıdır? Satıcılar her zaman müşterileri tanımak istemez mi? Tabii ki isterler, hatta elektronik ticarette de öyle bir pazar yeri olsun isterler ki müşteri buraya girdiği anda aklına gelecek her türlü ihtiyacını buradan karşılasın, yani tek duraklı alışveriş merkezi gibi olsun. Bugün öyle bir markete gidiyorsunuz ki her şey var, hatta arabada var, kamyonda var, traktör bile var, işte bunların hepsinin olduğu bir sanal süpermarketten her şeyi alabiliyorsunuz. Bunu alırsanız bu fiyat, şunu alırsanız bu fiyat ve neticede biraz önce söylediğimiz gibi teknoloji var, hukuk var ve finans var. Finans'ın ticaretle birleşmesi müthiş bir olay, size finansman imkanı da sağlıyor. Neticede çok ciddi dikkat çeken ve ciddi bir şekilde araştırılması gereken noktalar var. Örneğin, Çin'in e-ticaretteki kralı kimdir? Tabii ki Alibaba, Alibaba'nın başında da kim vardır? Jack Ma. Peki, Alibaba'nın iş modeli nedir? Nasıl bir iş modeli vardır? Alibaba'yı diğer Business to Business, yani şirketten şirkete olan piyasalarla nasıl karşılaştırabiliriz? Peki, tedarikçiler Alibaba'yı kullanmaktan nasıl bir fayda elde ediyorlar? Ve hangi tür konular Alibaba için potansiyel bir tehlike olabilir? Biz bu noktada birazcık B2B, yani Business to Business, yani şirketten şirkete olan e-ticaretin eğilimlerine değinerek konuyu sonlandıracağız.
Şimdi burada esneklik var, yani taleplere hızlı yanıt verebilme ve optimum tedarik zincirlerinin artan önemi. Pazarlarda bir canlanma var, yüzlerce tedarikçi ve binlerce satın alma firması karşı karşıya geliyor. Tedarik zinciri gönüllülüğü gerçek zamanlı, yani anında takip edebiliyorsunuz. Sosyal ve mobil imkanlar yoluyla yapılan ticaret müşterileri birbirine yakınlaştırıyor, çok büyük miktardaki veriler bulut teknolojisiyle depolanabiliyor. Ne demiştik? Büyük veri, ama aynı zamanda büyük veri nesnelerin internetinde de kullanılabiliyor. Yapay zeka ile de kullanılabiliyor. O zaman yapay zeka neleri yapabiliyor? Ve biz hangi şeyleri yapay zekaya yaptırıyoruz? Rutin olarak yapılabilecek her şeyi yapay zeka destekli birçok şey yapabiliyoruz.
Nesnelerin interneti oldukça fantastik bir hayat sunuyor riskleri ile birlikte. Bunu birazcık açalım. Evinizin ışıklandırılmasından tutun buzdolabınızın içinde son kullanma tarihi geçmiş olan şeylerden tutun belli komutlar verdiğiniz takdirde otomatik olarak buzdolabınız marketle iletişime geçip size bilgi verebiliyor. Kapınıza istediğiniz ürünü, istediğiniz saatte getirebiliyor. Size de gelmeden 15 dakika önce evin ısınma sistemi devreye girebiliyor, lambalar yanabiliyor, müzik sistemi açılabiliyor, telefona ilişkin her türlü bilgiler dilerseniz bir ekrana yansıtabilir, siz evde yokken ev telefonunuz şayet hala kullanıyorsanız ev telefonu yapılmış aramalar olabiliyor, aklınıza gelebilecek her türlü alanı kontrol altına alan kamera görüntülerini siz baştan sona değil de, kameranın tespit ettiği bir anomali varsa bu anomalileri izleyebiliyorsunuz. Gerekirse bu kamera ciddi bir güvenlik riski gördüğünde hemen ilgili güvenlik birimlerini arayabiliyor. Nesnelerin internetinin ne şekilde ve nasıl şekilleneceğine dair istediğiniz hayali kurabilirsiniz çünkü kuracağınız her hayal çok kısa bir süre içerisinde gerçekleşebiliyor.
O zaman neler var? otomatik sipariş sistemleri var, satıcı ve alıcı taraflı çözümü olanlar var, elektronik veri değişimi var ve neticede siz ticareti tamamen otomatiğe bağlayabilir ve arz ve talebe ilişkin birtakım parametreleri girerek makinelerin birbirlerine konuşturabilerek üretim bantlarını harekete geçirebilir ve endüstri 4.0’ı B2B ve e- ticaret ile birleştirerek çok farklı açılar çok farklı çıkışlar sağlayabilirsiniz. Bu noktada e- ticaretin ciddi anlamda geliştiği ve belki önümüzdeki yıldan itibaren çok ciddi miktarda atağa geçtiği bir dönemde göreceğiz ve bu elektronik veri değişimi, elektronik ticaretin B2B yani şirketler arasında olması ve endüstri 4.0'la bütünleşmesi neticesinde, üretim kararlarının, üretim miktarlarının çok daha optimal şekilde verilmesi daha düşük üretim ve yönetim maliyetlerine giden yollar, azalan stok maliyetleri, düşük işlem maliyetleri ve neredeyse tam zamanında istediğiniz parça teslimi sağlayarak artan üretim esnekliği gibi unsurlar net olarak görebileceğiz. O zaman neler olacak? Daha fazla fiyat şeffaflığı sağlanacak, iş birliği fırsatları artacak ve sonuç olarak ticaret, özellikle e-ticaretin hızlanmasıyla insanlar hem zaman kazanacak hem de gereksiz yüklerden kurtulacaklar.
Konuşmamızı şu noktalarla tamamlamak istiyorum: Eski sistemler size bir yük olacak. Eski sistemlerden hızla kurtulup yeni sistemlere geçmek gerekiyor. Bunun getireceği ciddi bir maliyet var ve bu kararı verirken dikkatli olmanız gerekiyor. Maliyetin yanı sıra teknik yeterlilik ve gelecekte hangi sistemlere ihtiyacınız olduğuna dikkat etmeniz gereken en önemli nokta budur. Uyum kelimesi burada önemli bir rol oynar. Yani, yeni bir telefon alıyorsunuz ve adaptör uymuyor, yeni bir adaptör almanız gerekiyor. Bu nedenle, sistemlerinizin birbirine uyum sağlayabilecek teknik ve maliyet altyapısına sahip olmanız gerekiyor. Yenileme maliyeti yüksek olabilir, bir anda büyük bir teknoloji yatırımı yapmış olabilirsiniz, ancak yarın daha düşük maliyetli bir şekilde aynı işi yapan bir teknolojinin piyasada çıkması sizi zaman, para ve yer kaybına uğratabilir. Sonuç olarak, teknolojiyi takip etmek zorundasınız, finans dünyasını ve piyasaları takip etmek zorundasınız, hukuk ve uluslararası ticaret kurallarını takip etmek zorundasınız, ayrıca siyaseti takip etmek zorundasınız ve bu kadar çok gözünüz olmadığı düşünüldüğünde, teknolojik bir altyapıya ve bu altyapıyı destekleyebilecek nitelikli insan kaynağına sahip olmanız başarınız için en önemli unsurdur. Teşekkür ederim