Ruh Sağlığına Yatırım: İşverenler İçin Başarıya Giden Yol

Ruh Sağlığına Yatırım: İşverenler İçin Başarıya Giden Yol

Modern iş dünyasında, çalışanların fiziksel sağlığı kadar ruh sağlığı da büyük önem taşıyor. Çalışanların ruh sağlığına önem vermek, çalışanların daha mutlu olmasını, şirkete sadakatini ve bağlılığını artırırken şirketlerin verimliliklerine ve başarı oranlarına da etki ediyor.

 

Modern iş yerinin gelişen yapısı, işverenlerin çalışanlarının ruh sağlığının öneminin farkına varmasını gerektiriyor. Çalışanların mutluluğunu ve ruhsal sağlıklarını göz önünde bulundurmak artık şirketler için bir gereklilik haline geldi.

Peki iş yerinde ruh sağlığına öncelik vermek neden önemli?

Öncelikle ruh sağlığı iyi olan çalışanlar, işlerine daha fazla odaklanabilir ve daha yüksek performans sergileyebilirler. Stres ve anksiyete seviyeleri düşük olduğunda, çalışanlar daha yaratıcı ve üretken olurlar. Elbette bu da iş sonuçlarına yansır.

İş yerinde ruh sağlığına önem verildiğinde, çalışanlar kendilerine değer verildiğini hissederler ve çalışan memnuniyeti artar, işten ayrılma oranları düşer.

Ruh sağlığı problemleri, fiziksel sağlık sorunlarına da yol açabilir. Depresyon ve anksiyete gibi ruh sağlığı sorunları, çalışanların sık sık hastalanmasına ve işe devamsızlık yapmasına neden olabilir. Ruh sağlığına öncelik vermek, bu tür sorunların önüne geçer.

Ayrıca araştırmalara göre ruhsal sağlığa önem veren şirketlerde tükenmişlik sendromu daha az yaşanıyor. NAMI/Ipsos’un araştırmasına göre ruh sağlığına önem veren şirketlerde çalışanlarda iş nedeniyle tükenmişlik sendromu yaşama oran %43 iken, ruh sağlığına önem vermeyen şirketlerde bu oran %65’e çıkıyor.  

 

 

O halde şirketler ruh sağlığına öncelik vermek için neler yapabilirler?

  1. Açık iletişim ve destek kültürü

Açık iletişimi ve desteği teşvik eden bir iş yeri kültürü yaratmak, ruh sağlığını teşvik etmek için büyük önem taşıyor. Çünkü çalışanların pek çoğu için iş yerinde ruh sağlıklarını konuşmaktan çekiyor. NAMI/Ipsos’un araştırmasına göre çalışanların 5’te 2’si yargılanma ve damgalanma korkusu nedeniyle iş yerlerinde ruh sağlıkları hakkında konuşmuyor.

 

 

İşverenlerin, ruh sağlığı sorunlarının yargılanmasını ortadan kaldırmayı, konuyu açıkça tartışmayı, kaynak sağlamayı ve destekleyici bir ortamı teşvik eden politikalar uygulamaları gerekiyor. Liderlerin çalışanların endişelerini paylaşmalarını teşvik eden bir stratejiye sahip olmaları, çalışan yardım programları sunmaları, ruh sağlığı farkındalığı eğitimleri düzenlemeleri açık ve destekleyici bir kültür oluşturmak için iyi sonuçlar verebilir.

  1. Yöneticilerin ve liderlerin ruh sağlığı konusunda eğitilmesi

Ruh sağlığı açısından destekleyici bir kurum kültürü oluşturmanın temeli tabii ki yöneticilere, liderlere bağlı. Bunu yapabilmek için ilk önce onların eğitilmeleri, farkındalıklarının artırılması ve bu konuda bilgi ile donatılmaları gerekiyor. İşverenlerin, yöneticileri ruhsal sıkıntı belirtilerini tanıma, destek sağlama ve çalışanları uygun kaynaklara yönlendirme konusunda gerekli becerilerle donatan eğitim programlarına öncelik vermesi gerekir.

  1. Düzenli kontroller ve geri bildirim

Düzenli kontroller ve geri bildirim oturumları, pozitif bir iş ortamını korumak ve çalışanların ruh sağlığını desteklemek için bir diğer önemli faktördür. Şirketler yöneticilerini çalışanların refahını, iş yükünü ve karşılaştıkları zorlukları tartışmak için düzenli bire bir toplantılar yapmaları için teşvik etmeliler. Bu açık diyalog, erken müdahale ve destek sağlar, böylece çalışanlar kendilerini değerli ve desteklenmiş hissederler.

  1. Esnek çalışma düzenlemeleri ve iş-yaşam dengesi

NAMI/Ipsos’un araştırmasına göre çalışanların %88’i esnek ve uzaktan çalışma sistemlerinin ruh sağlıklarında olumlu etkiye sahip olduğunu düşünüyor. Bu şekilde çalışanlar iş-yaşam dengesini daha rahat kurabiliyorlar. COVID-19 pandemisi de uzaktan çalışma ve esnek ya da hibrit düzenlemelerin benimsenmesini hızlandırdı. Bunu yapabilen şirketlerin bu uygulamaları sürdürmeyi düşünmeleri çalışan ruh sağlığına olumlu etki edecektir.

  1. Tükenmişlik ve aşırı çalışmayı ele almak

Günümüzün hızlı tempolu iş ortamlarında tükenmişlik sendromu giderek yaygınlaşıyor. İşverenler, tükenmişlikle mücadele stratejilerini öncelik haline getirmeliler, çünkü bu durum verimliliğin azalmasına, devamsızlığın artmasına ve çalışan devrinin yükselmesine yol açıyor. Gerçekçi iş yükleri belirlemek, düzenli molaları teşvik etmek ve çalışanların tamamen ve güvenli bir şekilde işten uzaklaşmalarını sağlayan izinleri teşvik etmek gibi önlemler tükenmişliği engelleyebilir. Şirketler, işin kişisel zamana müdahale etmesini önleyen sınırlar belirlemelidir. Şirket liderleri, öz bakım ve stres yönetimi tekniklerini, örneğin farkındalık veya sağlık programlarını teşvik eden bir kültür oluşturmak için proaktif adımlar atmalıdır.

  1. Ruh sağlığı danışmanlığı

Çalışanların ruh sağlığı danışmanlık hizmetlerine erişimlerini kolaylaştırmak da şirketlerin yapabileceği bir diğer uygulama. Bunun için ruh sağlığı profesyonelleriyle iş birliği yapmak, çalışanlar için destek sistemini güçlendirebilir. Bazı tele sağlık programları, çok makul bir maliyetle bunu kolaylıkla sağlayabilir. Ayrıca ruh sağlığı konusundaki farkındalığı artırmak için düzenli olarak eğitimler ve seminerler de düzenlenebilir. Bu programlar, çalışanların ruh sağlığına dair bilgi sahibi olmalarını ve gerektiğinde nasıl yardım alabileceklerini öğrenmelerini sağlar.

 

Kaynaklar:

How and why to prioritize mental health in the workplace

Prioritizing Mental Health in the Workplace: 6 Key Strategies for Employers

------------

Vodafone Business ile işletmeniz geleceğin dünyasına hazırlansın!