İklim Değişikliği Gelecek Kuşakları Daha da Fazla Etkileyecek

İklim Değişikliği Gelecek Kuşakları Daha da Fazla Etkileyecek

İklim Değişikliğine Adapte Olmanın Önemi Artırıyor

 

İklim değişikliği milyonlarca insanın hayatını etkiliyor. Mevcut görünümde, iklim değişikliğinden kaynaklanan etkilerin ileride daha da artması ve koşulların daha da zorlaşması bekleniyor. Bu nedenle adaptasyon planları ve çalışmalarının şimdiden yapılması büyük önem taşıyor.

 

İklim değişikliği etkileri dünya genelinde giderek daha fazla hissediliyor; su temini, gıda üretimi gibi hayati konularda yaşanan zorluklar artıyor. Günümüzde hissedilen bu zorluklar gelecekte hayatları daha fazla etkilemeye devam edecek gibi görünüyor. IPCC’ye göre 2020'de 10 yaşında veya daha küçük olan çocuklar, 2100 yılına kadar 1,5°C’lik küresel ısınmada yaklaşık dört kat, 3°C’lik ısınmada beş kat artan ekstrem olaylara maruz kalacaklar.

Küresel olarak, ölümcül sıcaklık stresine maruz kalan nüfusun oranı, bugün yüzde 30 olmakla birlikte bu oran yüzyılın sonuna kadar yüzde 48-76'ya çıkacak. 2100 yılına kadar dünya 4°C'den fazla ısınırsa, Güney Asya, tropikal Sahra Altı Afrika ve Orta ve Güney Amerika'nın bazı bölgelerinde açık hava işçileri için iklimsel olarak stresli koşullara sahip günlerin sayısı yüzyılın sonuna kadar yılda 250 güne çıkacak. Bu da azalan gıda üretimi ve artan gıda fiyatları gibi olumsuz sonuçlara yol açacak.

İklim değişikliği, seller ve kuraklıklar hijyen, gıda üretimi ve ekosistemler için su kalitesi ve mevcudiyetini etkileyecek. Küresel olarak, 2°C ısınmada kuraklık nedeniyle 800 milyon ila 3 milyar insanın kronik su kıtlığı yaşaması ve 4°C ısınmada ise yaklaşık 4 milyar insanın, yalnızca iklim değişikliği etkileri göz önünde bulundurularak, su kıtlığı yaşaması bekleniyor. Bu durum karşısında iklim değişikliğini durdurma, azaltma çalışmalarının yanında iklim değişikliğine adaptasyon sağlamak da bir o kadar önem kazanıyor.

 

İklim değişikliğine adaptasyon nedir?

Değişen bir iklimde hayata ve gelecekte beklenen iklim şartlarına uyum sağlamayı içeren iklim değişikliğine adaptasyon, iklim değişikliğinin zararlı etkilerinden (örneğin, deniz seviyesinin yükselmesi, daha şiddetli aşırı hava olayları veya gıda güvensizliği gibi) kaynaklanan riskleri azaltmayı amaçlıyor. Yanı sıra, iklim değişikliği ile ilişkili potansiyel faydalı fırsatları (örneğin, bazı bölgelerde daha uzun büyüme mevsimleri veya artan verimler) en iyi şekilde değerlendirmeyi de içeriyor.

 

Adaptasyon çalışmaları neleri içeriyor?

Küresel bir sorun olan iklim değişikliği yerel ölçekte hissedildiğinden, yerel yönetimler adaptasyon çalışmalarının ön saflarında bulunuyor. Bu kapsamda dünyanın dört bir yanındaki şehirler ve yerel topluluklar kendi iklim sorunlarını çözmeye odaklanıyorlar. Sel savunmaları inşa ediyor, sıcak hava dalgaları ve yüksek sıcaklıklar için plan yapıyor, sel ve fırtına suları ile başa çıkmak için daha iyi drenaj sağlayan kaldırımlar döşüyor, su depolama ve kullanımını geliştiriyorlar.

Adaptasyon çalışmaları arasında ayrıca, kuraklığa daha dirençli ürün çeşitlerinin ekilmesi, yenileyici tarım uygulamaları, su depolama ve kullanımının iyileştirilmesi, yangın risklerini azaltmaya katkıda bulunacak arazi yönetimi uygulamaları, sel ve sıcak hava dalgaları gibi aşırı hava koşullarına karşı daha güçlü savunma mekanizmaları oluşturulması da bulunuyor. Aşırı hava koşullarına dayanabilecek altyapıların inşa edilmesi, erken uyarı sistemlerinin ve afet bilgilerine erişimin artırılması, iklimle ilgili tehditlere özgü sigorta mekanizmalarının geliştirilmesi ve yaban hayatı ile doğal ekosistemler için yeni koruma alanları oluşturulması gibi geniş ölçekli önlemler de adaptasyon çalışmaları kapsamında yer alıyor.

 

İklim adaptasyonu çalışmalarında dünyadan örnekler

Sınırlı kaynaklara rağmen birçok ülke, iklim değişikliğine adaptasyon için önemli çalışmalar yapıyor. Örneğin, Pasifik'teki küçük ada devleti Tuvalu, mevcut en iyi bilimsel verilerden faydalanıp, yaklaşık 270 bin metreküp kum kullanarak deniz seviyesinin yükselmesi ve fırtına dalgalarına karşı 2100 yılı sonrasına kadar koruma sağlamak için 780 metre uzunluğunda ve 100 metre genişliğinde bir arazi şeridini geri kazandı. Bu, sadece yaklaşık 26 kilometrekarelik bir kara alanına sahip olan alçak bir Atol ülkesi için önemli bir girişim.

Malavi ve Pakistan gibi bazı ülkeler, iklim verilerinin toplanmasını, kullanımını ve erken uyarı sistemlerini modernize ederek, toplulukları, çiftçileri ve politika geliştiricileri bölgedeki yaşamı ve geçim kaynaklarını korumak için ihtiyaç duydukları bilgilerle donatıyorlar.

Küba ve Kolombiya, sel ve kuraklığa karşı korunmak için sulak alanlar gibi hayati ekosistemleri yeniden inşa ederek doğa temelli yaklaşımlarda öncülük ediyor. Bu süreçte, Kolombiya, çevresel değişikliklere uyum için yerli halklarının uzmanlığından da faydalanıyor.

Butan ise dünyanın ilk karbon negatif ülkesi oldu. Bunun yanında dünyanın, Ulusal Uyum Planlarını tamamlayan Az Gelişmiş Ülkeleri (LDC'leri) arasında da yer alıyor. Yıllarca süren titiz planlama ve yoğun danışmanlık sonucu ortaya çıkan bu planlar, önümüzdeki yıllarda adaptasyon için ülkenin kritik yol haritalarını çiziyor.

Sonuç olarak, iklim değişikliğine uyum sağlamak, çok yönlü ve bütüncül bir yaklaşım gerektiriyor. Tarım, altyapı, biyoçeşitlilik ve toplum bilinci alanlarında yapılacak çalışmalar, daha dirençli ve sürdürülebilir bir gelecek inşa etmemize yardımcı olabilir. Bu süreçte herkesin katkısı ve katılımı büyük bir önem taşıyor.

 

 

Kaynaklar:

Responding to Climate Change

What is climate change adaptation and why is it crucial?

Climate Adaptation

How will climate change affect the lives of today’s children tomorrow, if no immediate action is taken?

Vodafone Red Enerji İle Sürdürülebilir Çözümlerimizi İnceleyin!