Yeni Tüketici Davranışları

Dijital Tarım, içinde bulunan sensör ve modüller aracılığı ile kurulu olduğu alana özel havadan ve topraktan aldığı verileri analiz ederek size ‘en iyi zamanlama’ önerileri sunar ve erken uyarı sistemisayesinde ürün zaiyatını en aza indirir.

İşletmelerde çalışan verimliliğinin ölçümlenmesini, makinaların çalışma süresine göre iş kayıplarının önüne geçilmesini, enerji tüketimine göre enerji tasarrufu yapılmasını sağlar.

 

Pazarlama karmamızın değişen, dönüşen teknolojik gelişmeler ışığında pazarlama karmamızdaki değişikliklerden bahsettikten sonra aslında biraz da dönüşen tüketici davranışlarından bahsetmek istiyorum. Çünkü tüketiciler sadece teknolojik gelişmelerden, sosyal medyanın hayatımıza girmesinden etkilenmediler. Önemli ekonomik krizlerden geçiyoruz yıllardır, bir daralma var ekonomilerde dolayısıyla büyük endişeler, sağlık endişesi son zamanlarda hayatımıza girdi ama ister bu pandemi bitsin ya da bitmesin çok net görünen bir şey var ki aslında bütün insanlığı ilgilendirecek felaketler karşımıza çıkacak. Bu tabii ki tüketici davranışlarında da büyük etkisi olan değişimler.

 

Çünkü endişe seviyemiz arttıkça, korkularımız arttıkça, heyecanlarımız arttıkça, kendimize olan beklentilerimiz arttıkça, tabii ki tüketiciler olarak bizler de davranışlarımızı ve markalardan beklentilerimizi buna göre dönüştürüyoruz. O yüzden biraz dönüşen tüketici davranışlarından bahsetmek istiyorum.

 

Örneğin bir yaş karmaşasının içerisindeyiz, küçüklerimiz daha büyük gözüküyorlar. Bu özellikle tekstil firmaları için çok önemli bir veri ya da bütün sektörler içinde çok önemli bir bilgi çünkü yapacağımız iletişimde kullanacağımız semboller, modeller, diller için çok önemli bir bilgi. Küçüklerimiz büyük gözükmeye çalışıyorlar, belki daha çekici görünmeye çalışıyorlar, büyükler ise daha genç gözükmeye çalışıyorlar. Dolayısıyla yaş segmentleri birbirlerine girdi ve bir yaş karmaşasından bahsedebiliyoruz.

 

İkinci trend cinsiyet karmaşası, yani nötr cinsiyet. Cinsiyetlerin rolleri biraz belirsizleşti artık dolayısıyla hem iletişimimizde hem de ürün tasarımımızda yine bu önemli trendi de göz önünde bulundurmak gerekiyor. Örneğin gördüğünüz gibi birçok reklamda cinsiyet rolleri birbirlerine girdi ve çok net bir şekilde aynışmadığı için iletişim dilinde de gördüğümüz bu markaların nasıl etkilendiğini net bir şekilde görebiliyoruz.

 

Diğer değişiklik, yükselen trend ve sevindirici bir şey, kötülük ve eşitsizliğe dair farkındalık arttı. Özellikle son dönemde içinden geçtiğimiz süreçte bu çok yükselen bir trend haline geldi tüketiciler nezlinde. Dolayısıyla hepimiz biraz aktivist olduk aslında. Önem verdiğimiz birkaç konu var, çevre bilincini artırmak gibi, insanlara yardım etmek gibi. Dolayısıyla kötülük ve eşitsizliğe dair farkındalık da artmış durumda.

 

Bir önceki dönemde bireysellik çok artmıştı, herkes kendini daha bireysel şekilde ifade etmeye çalışıyordu ama şu anda hem bir yandan tüketiciler bireysel olarak kendi kimliklerini öne çıkarmaya çalışıyorlar bir yandan da kolektif bilinç de artmış durumda.

Her ikisini de gözetmek gerekiyor bütün pazarlama karmamızı şekillendirirken. Diğer yükselen trend ise dediğimiz gibi kolektivizmin de biraz artışta olmasının da sonucunda birinci ve ikinci çember topluluklarımızın bir parçası olmak istiyoruz. Bu ürün stratejilerimize nasıl yansıyabilir? Tüketicilere biraz bu birinci ve ikinci yakın çevrelerinde vakit geçirebilecekleri inovatif ürünler sunmak ya da bu ürünlerimize katma değerli servis olarak, yan arttırılmış servisleri sunmak. Onları bir araya nasıl getirebiliriz? Başka mecralarda nasıl kendilerini ifade etmelerini sağlayabiliriz? Ya da bu birinci ve ikinci çemberleri nasıl bu ağda toplayabileceğimizi bakabiliriz.

 

Ve önce değerler demeye başladı tüketici daha bilinçli bir şekilde tüketmeye başladı. 1980'lerdeki hızlı tüketim trendi hafiflemeye başladı. Bu bizim ürün stratejilerimize ve fiyat tercihlerimize çok önemli bir şekilde yansıması gereken bir trend. Çünkü bilinçli tüketimde aslında belki de sadece duygusal faydayı değil, duygusal kaliteyi değil fonksiyonel faydayı ve belki de finansal riskleri nasıl bertaraf edeceklerine dair bilgiyi de iletişimimizde sunmamız gerekiyor. Ürün seçimlerinde duygusal fayda da önemli fonksiyonel dışında çünkü dediğiniz gibi herkes kendini ifade etmek istiyor dolayısıyla bu bilinçli tüketim içinde hem fonksiyonel fayda hem de duygusal faydayı da bir arada sunmamız gerekiyor hangi sektörde olursak olalım.

 

Kolektif iş modelleri çok yükselen bir trend çünkü yerli üretime herkes çok önem veriyor ve yerli üreticiyi birçok tüketici koruma altına almak istiyor. Dolayısıyla biz KOBİ'ler için çok önemli bir fırsat olabilir aslında. Sadece tek başımıza belki de gücümüzün yetmeyeceği bazı iş modellerini kolektif iş modellerine dönüştürerek çok daha faydalı, tüketiciye daha fazla dokunan bir iş modeli yaratmamız mümkün. Çünkü yeni trend her ülkede öyle ama özellikle Türkiye'de yerli üreticiyi korumak, desteklemek, omuz vermek önemli bir konu haline geldi. Dolayısıyla özellikle iletişimimizde yerli üretici olmak, yerli olduğumuzu vurgulamak bizi global rekabetten farklılaştırabilecek önemli bir trend olabilir.

 

Önce değerler dedik tüketici için, sosyal sorumluluk taşıyan tavır da çok önemli artık tüketici için. Örneğin organik ürünlerde daha fazla para vermeye razı oluyorlar, IPSQSun 2017'de yaptığı araştırmaya göre tüketicilerin %75'i doğal ve organik ürünlere daha fazla para vermeye razı olduğunu söylüyor, %71'i çevre ile ilgili endişesi olduğunu söylüyor ve çevreye dair yapılan marka aktivitelerini önemsiyor, %81'i dönüşümlü ürünler kullanmak istediğini söylüyor, %28'i bağımsızlıklarını kaybetmekten endişeli, %56'sı ise haksız uygulamalardan endişeli. Dolayısıyla değerlerimiz, eşitlikler, çevreye saygı, ekonomiye saygı, yerli üretime saygı gibi büyük bir kültürel değişimden bahsedebiliriz ki bu değerler, rekabetçi avantajlar yaratmak için üzerinde durabileceğimiz önemli değerler olabilir.

 

Ürünlerimizi ve ürün stratejilerimizi kurgularken, insanların kendi katkılarını sunabileceği ürün stratejileri oluşturmanın büyük bir avantaj sağlayabileceğini göz önünde bulundurmalıyız. Ayrıca, evde geçirilen zaman, pandemi öncesi dönemde yükselen bir trenddi ve şu anda bu trend daha da belirgin hale geldi. Herkes artık evde keyifli vakit geçirmek istiyor. Bu, birçok ürün stratejisi için önemli bir veri, çünkü insanların evde keyifli zaman geçirmelerini sağlayabileceğimiz başarılı ürünler geliştirebiliriz. Bu da bizim için bir fırsat olabilir.

 

Konforlu ev talebi artıyor ve bu nedenle buna uygun fiyatlı konfor sunabilen ürünler tercih edilebilir. Evde keyifli vakit geçirmek için Netflix gibi birçok teknolojik araçla deneyim yaşarken, benzer şekilde yenilikçi ürünler de fark yaratabilir ve bizim için bir fırsat oluşturabilir.

 

Evde fonksiyonelliği artıracak ürün kategorileri de fırsat sunuyor. Ayrıca, evde spor yapma trendi yükseliyor, bu nedenle evde spor yapmalarına yardımcı olacak ekipmanlar da başarılı ürünler arasında yer alabilir.

 

Uzun bir süredir devam eden bir trend de sağlık odaklı ürünler. Glütensiz, hafif, yağsız, doğal ve organik yiyecekler gibi ürünler, tüketicilerin yeni yükselen talepleri arasında. Bu tür ürünler de avantajlı olarak değerlendirilebilir.

 

Ekonomik krizler ve pandemi gibi zorlu dönemlere rağmen, tüketiciler yaşam kalitelerini yükseltmek istiyorlar. Bu nedenle, keyifli ve lüks ürünlerin daha uygun fiyatlı alternatifleri de talep görüyor. Bu, tüketici trendleri açısından önemli bir fırsat sunuyor.

 

2002 krizinde "ruj etkisi" olarak adlandırılan bir durum vardı, çünkü sıkılan ve para harcayamayan kadınlar, eski alışkanlıklarını yaşayabilmek için uygun fiyatlı rujlar satın alıyorlardı. Şimdi ise buna "maskara etkisi" deniyor. Dolayısıyla, tüketici alışkanlıkları değişiyor ve bu, daha uygun fiyatlı alternatifler için bir fırsat oluşturuyor.

 

Son trend, basitlik ve sadelik. İnsanlar artık daha basit ve sade ürünlere yöneliyorlar. Bu nedenle, ürünlerimizi, iletişimimizi ve reklamlarımızı basit ve sade bir şekilde tasarlamak, tüketicilere daha etkili bir şekilde hitap etmemize yardımcı olabilir. Basit ve sade olanın talep gördüğü bir dönemdeyiz.

Aysun Şabanlı ・ 13 dk