AB ve Türk hukuku gibi dünyanın pek çok bölgesindeki farklı hukuk sistemlerinde, belirli ciro eşiklerini geçen birleşme ve devralma işlemlerinin gerçekleştirilmeden önce ilgili rekabet otoritelerine bildirilmesi zorunlu kılınmıştır.
Rekabet hukuku alanının gelişmesiyle birlikte, etkin rekabeti önemli ölçüde sekteye uğratıcı etkiler doğuran işlemlerin tümden yasaklanması yerine teşebbüslerin birtakım taahhütlerde bulunması yoluyla şartlı izin vererek birleşme ve/veya devralma iradesinin korunmasına imkân tanınmıştır. Böylece inceleme neticesinde izin ve ret ihtimalleri ile birlikte şartlı izin olarak adlandırılan üçüncü bir seçenek ortaya çıkmıştır.
Bu çalışmada, AB ve Türk rekabet hukuku sistemlerinde birleşme ve devralmaların denetlenmesi süreci mevzuat, doktrin ve örnek kararlar üzerinden karşılaştırmalı olarak ele alınmıştır. Yoğunlaşma denetimlerinin en çetrefilli kısımlarından olan taahhüt ve şartlı izin uygulaması, her iki hukuk sisteminde taahhütlerin taşıması gereken nitelikler, ret veya kabul edilen taahhüt örnekleri, Avrupa Komisyonu ile Rekabet Kurumu'nun yaklaşımları, Kılavuzlarda sunulan kriterler, doktrinsel eleştiriler, uygulamadaki sıkıntılar merkeze alınarak detaylıca incelenmiştir.
Ayrıca, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'da 16 Haziran 2020 tarihinde yapılan değişikliğin birleşme ve devralma denetimleri üzerine etkileri de irdelenmiştir. Kurul'un kanun değişikliği sonrası vermiş olduğu güncel kararlar, yine AB hukukunun ortaya koyduğu ilkeler ışığında mercek altına alınmıştır.
Bu İlan ENTEGRA Entegrasyon Sistemleri ile Listelenmiştir