İşgal altındaki İstanbul’da dans tutkunu genç bir kız, babaannesiyle yaşıyordu. Saraylı hanımlardan figürler öğreniyor, kendi kendine çalışıyor, gece gündüz ünlü bir dansçı olmanın hayalini kuruyordu. Bir gün kapı çalındı ve Almanya’dan yakışıklı bir misafir geldi. Emine Adalet, Harry Pee adlı bu genç adamdan hem dans dersleri alacak hem de ona gönlünü kaptıracaktı. Emine Adalet, “Kara Kâküllü Kız” olarak Anadolu turnelerine çıkmaya başladı ama hayalleri çok daha büyüktü. Rodos’a, Mısır’a, ardından Avrupa’ya gitti. Konya’da Atatürk’ün karşısında zeybek oynadı, Kahire’de Ümmü Gülsüm’le sahneye çıktı, Berlin’de Hitler’in karşısında dans etti. Avrupa’nın en ünlü gece kulüplerinde “İstanbul’un Gülü” olarak tanıtıldı, filmlerde oynadı. Kurduğu ilişkileri casusluk için kullandı ve “Türk Mata Hari” olarak anıldı. Gazeteci Şaziye Karlıklı, Emine Adalet Pee’nin aşkla ve dansla dolu tutkulu yaşamının izini sürdü ve bir roman tadında kaleme aldı.