Çıkış Yap
Vodafone Yanımda İnternet sayfasından çıkmak üzeresiniz. Oturumunuzu sonlandırmak istediğinize emin misiniz?
Yeni teknolojilerin, doğru politikaların, değişen tüketici ve müşteri davranışlarının birleşimi, ileriye bakmaya hazır şirketler için oldukça değerli fırsatlar yaratabilir.
Sürdürülebilirlik açısından 2023, sınırsız heyecanın yerini pragmatik gerçekçiliğin aldığı yıl oldu. İddialı taahhütleri yerine getirmenin zorlukları netleştikçe, birçok şirket gerçekte neyin başarılabilir olduğu ve hangi zaman aralığında başarılabileceği gibi soruları yeniden düşünmeye başladı.
Sürdürülebilir bir iş kurmak stratejik bir zorunluluk olmaya devam ediyor. Müşteriler, tüketiciler ve düzenleyiciler bunu talep ederken, risk ve rekabet sürdürülebilirliği daha da gerekli kılıyor. Enerji, gıda ve diğer birçok sektörde bu yönde değişimler çoktan başladı. Yeni teknolojilerin, tüketici ve müşteri davranışlarının ve akıllı politikaların birleşimi, sektörlerdeki en ileri görüşlü şirketler için oldukça değerli fırsatlar yaratabilecek büyük bir potansiyel taşıyor.
Buradan hareketle Bain & Company uzmanları tarafından yayınlanan sürdürülebilirlik raporu, içinde bulunduğumuz 2024 ve sonrası için planlama yaparken mevcut trendleri ve geçişleri yönlendirmeye yardımcı olmak için önemli içgörüler sunuyor. Farklı sektörlerdeki deneyimleri ve farklı bakış açılarını bir araya getiren rapordan öne çıkan bazı veriler şöyle:
Vizyoner CEO'lar İçin Dört Pragmatik Soru
Bugün iş dünyasında çakışan öncelikler olsa da CEO'lar ve tüketiciler için en önemli gündem maddelerinden biri sürdürülebilirlik olmaya devam ediyor. Şirketler bu konuda şimdi harekete geçerek kârlı büyüme için gerekli ortamı hazırlayabilir.
İş dünyası liderleri enflasyon, yeni teknolojiler, jeopolitik sorunlar gibi mevcut zorluklarla mücadele ederken, vizyoner pragmatizme her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyuluyor. Bain & Company araştırması, yüzlerce şirket ve yöneticiyle yapılan görüşmeler ve çalışmalardan yola çıkarak, herhangi bir sektördeki veya konumdaki liderlerin hedeflerini belirlemeleri ve önlerindeki yolu çizmeye başlamalarına yardımcı olmak için dört temel soruya odaklanmalarını öneriyor:
Enerji tedarikinde, küresel gıda sisteminde, sürdürülebilirliğin finansmanında ve malzeme tedarik ve tüketiminde dramatik değişimler yaşanıyor. Bu geçişler, iki-üç yıllık planlamaların çok ötesine bakılabildiğinde fark edilecek riskler ve fırsatlar getiriyor.
Hazırlıklı olmak için, şirketler önce geleceği öngörmeli ve doğru seçimleri yapabilmek için senaryolar ve geleceğe dönük stratejiler geliştirmeli. Bu, güvenilir bir ham madde tedarikini hızla güvence altına almak, sürdürülebilirlik için temel yatırımlar yapmak olabilir.
İddialı taahhütlerin pratik sonuçlara dönüştürülmesi zor olabiliyor. Bunun için gerçekten önem taşıyan; yani işletme için kritik öneme sahip olan konulara ve anlamlı bir değişiklik yapmanın mümkün olduğu alanlara odaklanmak gerekiyor. Bu, şirketlerin stratejilerini ve sürdürülebilirlik hedeflerini yeniden düşünmesine ve yeniden belirlemesine yol açabilir. Senaryolar değiştikçe rekabet avantajı elde etmek için sürdürülebilirliğe ve hızlanmaya odaklanmak daha fazla önem taşıyor.
Yüksek maliyetler ve belirsiz yatırım getirisi, çoğu lider için sürdürülebilirliği geliştirmenin önündeki iki büyük engel. Bunu aşmak için örneğin, daha verimli ham maddeler kullanmak, enerji tüketiminden kaynaklanan maliyetleri düşürmek, yeni müşteriler kazanmak gibi ticari fırsatları keşfetmek gibi birden fazla noktaya odaklanmak gerekiyor. Şirketler, önce pozitif yatırım getirisi olan değişiklikleri uygulayarak daha karmaşık olanlarla başa çıkmak için gereken ivmeyi kazanabilirler.
Sürdürülebilirlik, iş dünyası liderleri için çözümü zor ve sistemsel sorunlar getiriyor. Bu da şirketlerin tek başlarına hareket etmesini zorlaştırıyor. Uçtan uca çözümler geliştirmek, tedarik zincirlerinin her aşamasında paydaşlarla çalışmayı ve iş birlikleri yapmayı gerektiriyor.
Kullandığı ürünler
Diğer haberler